Mavi Göğün Sihrine Tıkla:)

Turtalardan zencefilli efsane. Göğe bir parça sürülmüş maviden sihir. Sırt çantama atmışım 2 konser bileti. Yaz, yanaklarımda pembe. Adımlarımda liseli papuçlar. Dans ediyor, rüzgarın yapraklardaki dokunuşları, bakışlarımın lezzetinde. Mis gibi bir sabah…!

Hayal de mi kuramayacağız yaaaa:)

Hepsi olur olur daaa sırt çantasında 2 konser bileti çoook zooor… Ya bu Covit dünyaya kazık çakmadı ya! O da gidecek buradan elbette:) Elde hayat var! Bu da hepimize yeter. Nasılsın bu sabah? Göğün yüzü nasıl da mavi. Görüyor musun? Yaşıyor musun? Hayatta olmakla hayata dahil olmak arasında fark var. Hayata dahil olmak önemli mesele. Her gelişe gidişe rağmen hayatta olmak. Hayata dahil olmak. Kendi yaşam sürene sahip çıkmak. Bunlar sağlıklı yaşamın tek sırrı belki de??? İçinde güzellikler inşaa etmezsen, ne yersen ye, ne içersen iç. Nafile… İçini güzelleştireceksin önce. Sağlıklı ve uzun yaşamanın tek sırrı bu, tek!

Covit olmuş tatlı yeğenim…

Yakışıklı delikanlımın adı Mert. Maşallah öyle yakışıklı ve hayat dolu ki Covite bir tekme atacak! Hooop paaaa Covit sahalardan uzaklaşacak. Dualarımız Mert ve bu saçma virüsle tanışmış tüm güzel canlar ile.. Evet. Hal böyle. İnsan bu ve benzeri durumlarda bocalıyor tabi. Ama o konumda uzun süreli kalmak olmaz! Hemen silkelenmek ve mavi göğe bakmak gerek!

Mert! Mavi göğe bak! İşte burası, sihirli yüzü güzel günün ve hayatın!

Nice çantalara atılacak o konser biletleri! Ohoooo hem de nice nice:) Belki bir gün birlikte de konsere gideriz:) Neden olmasın ki:) Hatta mutlaka gidelim:) Ben konserleri severim. İnsan hayata karışmalı. Akmalı öylece. Ruhuna güzel gelen şeyler sinmeli içine insanın. Yaşadığı hayat sinmeli içine. Hayatın ta kendisi olmalı insan. Hayat olmalı kendine ve herkese!

Büyüyoruz, büyürken büyüttüğümüz her şey ile birlikte..

Peki acaba içimizdeki dışarı atılması gerekenlere ne oluyor??? Üzüldüklerimiz? Korktuklarımız? Özlediklerimiz? Hayal ettiklerimiz? Aldanmışlıklarımız? Öfkelendiklerimiz? Nefret duyduklarımız? Yalnızlıklarımız? Muhtaçlıklarımız? Kıskandıklarımız? Yokluklarımız? Listede daha neler neler vardır kim bilir? Bizler biliyor muyuz içimizdeki atıkların hepsini?

Sen biliyor musun????

Bildiklerimizi atmak kolay. Ama bir de bilinçaltına atılanlar var ki orası tam bir batık şehir.. Hayatımız boyunca iyi ve kötü her şey bir süre sonra oraya gömülüyor. Sen unutuyorsun yani öyle sanıyorsun. Ama ruhun ve bedenin unutmuyor. Sonra ne mi oluyor? Bir sürü şey.. Hayatın buna göre şekilleniyor. Yaşadığın ilişkilerden sağlık durumuna kadar, başarılarına ya da talihsizliklerine kadar her şey burada kurgulanmaya başlıyor…

İşte bu yüzden içte atık barındırmamak gerekiyor!

Mükemmel diye bir şey yok bu dünyada. Herkesin eksiklikleri var. Dışarıdan gördüklerin yanıltabilir seni. Muhteşem aileler, çok zengin çevreler, kutsal aşklar, evrensel başarı hikayeleri… Emin ol hepsinin mutlaka bir taraflarında bir eksikleri var. Çünkü dünyada denge var. Zıtlıklarla dengelenen dünyada, iyi ve kötü var. Buna göre de kurgulanan yaşamlar var.

Dengeyi kaçırınca olanlar oluyor!

İçine attıkların, içine bastıkların yük oluyor büyüdükçe. Sonra enerjin düşmeye başlıyor. Enerji demek, hayat demek. Hayatı eksilttiğin zaman bünyede, olumsuzlukları davet etmeye başlıyorsun. Şansız ilişkiler, yolunda gitmeyen işler ve belki hastalanıyor insan birden.. Alman Tıbbı bunları anlatıyor. Tüm hastalıkların kökeninde duygular var. Eğer duygularını düzenleyebilirsen, yaşamak istersen yani, o zaman iyileşiyorsun.

Akıl dışı değil. Tam da aksine akıllı iş bunları anlamak…

Artık tüm dünya, hasta olmamak adına çalışıyor. Bazı ülkelerde aile hekimi gibi bir de yaşam koçları tayin ediliyor devlet tarafından. İnsanda birikme olmasın diye yüksek standartlı ülkelerde bunlar önemseniyor.

Şimdi herkes kendisini çok önemsesin!

Hani denir ya “Herkes kendi bahçesini süpürürse dünya temiz olur.” diye. Evet. Bu doğru. Herkes kendi bahçesini ve ruhunu temizlerse dünya çok güzel olur hakikaten. Kendi ruhunu önemse. Yaşadıklarını sev. Kendinle ve evrenle barış. Öfke, korku, pişmanlık enerjileri insanı sürekli huzursuz ediyor. Sürekli huzursuzluk hali de tüm hücrelerin sürekli huzursuzlukla yaşanmasına neden oluyor. Bir süre sonra da artık bu bunalım bir şekilde kendini bir yerlerde belli etmeye başlıyor. Bunlara izin verme!

Nasıl temizlenecek bu ruh?

En birincisi, iyi hissetmek. Sebep aramadan, belki çok zor anlardan geçerken, iyi hissetmek. Aslında bir hiç olduğuna inanmak. Büyük bir konu değil dünyadaki yaşam. Gelip geçiyoruz:) Hani büyütmek gereksiz. En önemlisi de bu kısa süreli geçişte, en güzel hali bulmak doğru tercih. En güzel haliyle yaşamak gerek. Buradan bakınca, hırs, öfke, korku hepsi çöp oluyor. Değmiyor üzülmelere, büyütmelere. Olana olmayana şükredip, anına güzellikler katacaksın. Sana iyi ya da kötü davrananlara teşekkür edeceksin.

Kendini çooook seveceksin!

Kendini kendin olduğun için seveceksin. Çirkin, güzel, zengin, fakir, başarılı, başarısız bakmadan seveceksin. Yaradandan ötürü seveceksin kendini. Yaşadıkların her ne olursa olsun, seveceksin hayatındaki her olayı. Hatalarını, pişmanlıklarını, zorunda kaldıklarını seveceksin. Kabul edecek ve gülümseyeceksin. Bu demek değil ki boşverip katlanacaksın.

Hayır!

Elbette ki istediklerinde dolu bir hayatı isteyip bunun için de çabalayacaksın. Ama İşte bu çaba için ihtiyacın olan enerjiyi ancak kendinle barışarak bulacaksın. Bu yüzden de önce kabul edecek, kendinle ve evrenle barış imzalayacaksın.

Sarıl kendine…

Bebekliğine, çocukluğuna, her bir anına sarıl… Öyle bir sarıl ki tüm üşümüşlüklerin ısınsın…. Yaraların iyileşsin…. Güvende olduğunu hisset… Sonsuz huzurun içinde olduğuna İnan…. Para gelir, sevgi, başarı… Şimdinin olanı ya da olmayanı aldatıcı… Sen yaşamak istedikçe, hayatında olmasını istediğin her güzel şey sana doğru yola çıkacak… İyi şeyler, iyiliklere gelirler… İyi olmak iste… İyi olduğuna İnan… Hepimiz çok iyi doğduk… Öze dönmenin tam anı şimdi… Şimdi…

Şimdi!

Mucizelere aç ruhunu… Mavi yüzüne bak göğün… Sihirli kuşlara bak… İçindeki sesi duy… Güzel ruhunun aydınlanmasına izin ver… Karanlık bulutları üfle… Derin nefesler al ve derin nefesler ver pencereni açıp… İçinde sıkılmış tüm batıklar açılsınlar… Sökülüp atılsınlar içinden dolu dolu alıp verdiğin nefeslerinle… Nefes nefes at içindeki kötü inanmışlıkları… Sana yük olan tüm duyguları at içinden… Daima güçlüsün… Farkettiğinde mucize her bir zerrende…

Farket!

Ve yaşa….!

Güzel bir cumartesi olsun! Ve her gelecek gün hep daha iyisiyle gelsin ömrüne! Benim tüm günlerim hep daha iyi, hep daha iyiyim:) Gülümseeeee:) Gülümsemen, senin en iyi ahbabındır….

Sevgiyle…..

“Mavi Göğün Sihrine Tıkla:)” için 3 cevap

Yorum bırakın