Zümrüd-ü Ankağıma…

Zamanda yolculuk etmek için, hiç kokuları kullandın mı? Şaşırdın mı bu dediğime? Yoksa tam mı üstüne bastım? Bilemiyorum ve bu detayı yanıma almadan, harflerimce dökülmeye devam ediyorum… Çünkü şu an sadece, birazım anda… Çoğum, bir kokuyla, Karamürsel sahiline inmek üzere… Mevsimlerden lise… O zamanlar deodorantın küresel ve hücresel zararları henüz bilinmiyor, bilinse de bilgi bu kadar seyahat edemiyor birbirimiz arasında… G denen şeyin üçü beşi yok henüz:) Üçe beşe bakmadan yaşıyoruz en alaaaa halimizle… Geçenlerde sanal sanal rafları gezer iken, sıkıntıdan deodorant kısmına da bir uğradım(!) Aaaaaa! Birden o ismi gördüm… Şu az tavana, hala bozmadığım yılbaşı ağacına püskürttüğüm koku… Attım sepete… Özlemişim bu kokuyu diye… Özlemişim, sevdiklerimin kokularını diye….

Anne eli değmiş gibi…

Bu tabir, reklamların en çarpıcı temel duygusunu oluşturur. Çünkü herkes bir gün annesini, benim kadar özler hale gelir…. Ben de bu kokuyu, annemin beni kapıdan yolcu edişini hayal edebilmek için aldım geçenlerde… Evet, kapıdan yolcu edişi:) Sahile inerdim ben. Annem de sonra gelirdi de işte:))) Önden giderdim ben, büyüdüm diye… Arkadaşlarla sahilde buluşurduk öyle, güneşli günlerde….. Uçuşurdum dışarı çıkmadan önce… Saçlar, makyajlar… Deodorantım…. Moda bir koku… Reklamları var… Bir de ben seviyorum güzel kokuları ve güzel olan tüm dünyayı… Parfümlerim dolu masamda… Bu koku, başka… Neden? İşte bunu o zaman hiç düşünmedim. İnsan, büyüdükçe filozoflaştığından olsa gerek….

Annem bir basketbol koçu gibi ben hazırlanırken, etrafımda bulunurdu:)

Aralarda tembihler, beni izlemeler:) Ne güzel korunmalardı, o günlerde bunaldıklarım…. Çantama sigara atacağım zuladan oysa… Durup dururken yine gidip alacak mıyım yani bir paket daha? Hayır, saklaması zor…:) Kalırdı o sigara orada:) Öyle bir kalırdı ki, en yok günümde çıkardı hazine yerinden… Ne güzel günler… O koku şu an burada işte… Tüm bunları ve daha neler neleri yaşadığım bu koku, 2021 yılının covitinde bana nefes oluyor ey bilim insanı… Zararlı mı acaba hala içindeki kimyasallar bana ve dünyaya? İçimdeki hayatın bana salgılattığı hormonlar, döver bence tüm kimyasal içerikleri ve bilimsel gerçekleri şu an….

1 Nisan’a akarken zaman, duygusal olduğum, doğrudur…

Annem bu dünyadan gideli, taaaammm 1 yıl olacak… Az kaldı… Geçen sene bu günler, tarifsiz günlerdi… Şu an düşünüyorum? Geçen sene mi daha çok üzgündüm yoksa şu an mı? Ve sorunun cevabı… Şu an diyor içimdeki özlem… Anne bu kadar özlenir mi ki? Ölüm işte. Bu kadar da takılmak niye ki? Herkes bir gün gidecek ki? Nedir yani..? Di mi…? Değil işte… Konu varlı ve yokluk da değil. Konu yeni bir şarkıyı birlikte dinleyememek ve baharı çok seven parçanın, bu baharda o güzel ağaçları görememesi. Neyse.. Konu öyle çok ki:)

Ey Arzu! Nedir bunlar? Niye yazıyorsun hüzünleri?

Evet,, harflerim böyle akıyor. Sebep bu. Lakin, bu yazıları yayına vermeyebilirim ki her harfimi yayına da vermiyorum. Başka üretimlerim de var… Onlar da sana ulaşacaklar ama başka şekillerde ve bir süre daha sonra:) Bugün içimdeki özlemi seninle paylaşmamın sebebi, hem birbirimize iyi gelme isteğim hem de sevdiklerini farketmen için bir işaret gönderme niyetim. Eğer benim gibi bir şeyler hissediyorsan, birlikte tuz olur akarız. Ne güzel bir deşarjdır bu… Bugün sevgili Polat’ın gerçekleştirdiği yayın gibi ( Radyo D)… Nasıl ki tek yürek olduk ve bir 18 Mart günü, bir Çanakkale Zaferi’ni anma gününde ağladık, gururlandık birlikte, öyle işte… Bu arada bu anlamlı günde, başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, orada bizleri bugünler için refaha, özgürlüğe, onura ulaştıran her can için dualarlayım, minnetlerleyim… Hepimiz gibi… Mekanları inşallah cennet olsun… Allah her birinden ayrı ayrı razı olsun… Bizlere de akıllar fikirler olsun….. Hepimize bu vatan her daim dilerim sağ olsun…. Bir olsun… Ülkemde hepimiz dilerim her zaman bir olalım, birlik olalım… Topraklarımız bunca şehitle başımıza, yüreğimize taç iken, namus iken, dilerim biz bize her zaman iyilik olsun, güzellik olsun, barış olsun her bir şehrimizde, her bir zerremizde…

Ve işte böyleyken böyle…

Havayı kokla olur mu? Hayatının bu döneminde, nasıl kokuyor hava? Kömür mü? Parfüm mü? Çamaşır suyu mu? O hiç sevmediğin soğan mı kokuyor evde? Annen yine mi soğanlı yaptı yemeği? Baban sigara mı kokuttu yine mutfağı? İlk aşkının kokusunu unutma mesela..? Sana anlam veren hiç bir aşkın kokusunu kaybetme ruhunda. Egzoz kokusunu şehrinin… Belki bir derenin kükürt kokusunu… Köy kokusunu o gözlemenin, unutma… Yeni doğan bebeğin mi kokuyor şu an avuçların? Toprak mı kokuyor şu an hüzünlerin..? Spor salonunun o plastik kokusu mu saçlarına sinen? Kahve kokuyor mu eşinle şu anın? Ofise gelen aşk dolu güllerinin kokusunu unutma hiç… Pasta kremasının burnuna değdiğindeki şakalı kokusu, her pasta lokmanda aklına gelsin mesela. Vapurların o seyyar kokularını unutma İstanbul’un hatırına…

Annem fesleğenleri çok severdi…

Anne kokusuna en yakın kokuymuş. Öyle derdi annem. Öyle demişti birileri ona. Annem bana söylemişti bir gün. Kalkıp annemi, tüm kokusunu içime çekercesine, şöööyle bir koklamıştım bizim yazlığın balkonunda. Ve demiştim, “Yok… Bence anne kokmuyor fesleğen… Senin kadar güzel bir koku yok bu evrende, benim zümrüdü ankağım…” Gözleri yeşildi annemin. Bir de o hep var ederdi, tıpkı zümrüdü anka gibi… Zümrüt gözlü anka kuşumdu annem ve hala da öyle… Başka bir boyutta hala benimle… Bunda harflerimle onu var edişimi seviyorum şu an yine:) Annesini böyle böyle seviyor inci tanesi… Yine, tüm yüreğiyle…

Bugün çok anlamlı bir gün…

O zaman, hakkını verelim. Dualarla, hayırlarla, ibretlerle… Bugün daha üzmeden basalım toprağa. Öyle kıymet bilelim… Bugün sevdiklerimizi koklayalım… Uzaktalarsa da uzaktan sevelim ve andaki kokuları da kayıtlayalım ruhlarımıza… Çünkü bir gün bu kayıtlar, katık olacaklar ana… Hem de nefes alabilmek için. Bu kadar yaşamsal yani:) Benden söylemesi…

Hepimize miiiiissss gibi bir gün diliyorum… Ve tüm mislerimizi unutulmaz kılmayı…

Sevgilerimle…

“Zümrüd-ü Ankağıma…” için 2 cevap

  1. Arzu bitirdin beni yine..
    Bu kadar mı güzel yazılır, duygular bu kadar mı güzel tasvir edilir.. Eline, zihninin kıvrımlarına sağlık…Mekanı cennet olsun, üzerine nur yağsın. Seni, beni, bu yazıyı, her şeyi görüyordur eminim.
    Sevgiyle kal…

    Liked by 1 kişi

    • Ah… Öylece aktım harflerimde… Tutmadan… Paylaştık yine ve çoğaldık🙏🏻 Çok çok teşekkür ediyorum çok🙏🏻🥰 Ve amin… Ve çok sevgiler…😇🌹

      Beğen

Yorum bırakın