Eylüllü bir Pazar günü
Güneşi kısık göğümün yüzü,
Tuzsuz damlalı bulutlarla başka huzurlu
Şarkılarım yine dolanıyor evreni
Seviyorum nota nota şımaran her yenimi
Kahvem tütüyor dudaklarımda
Boğazdan geçiyor bir gemi
Martılar en ağır işçilerin seyirleri
Tarihler akıyor avuçlarından
Geriye kalıyor fallık İzleri
Nerden geliyor ve nereye gidiyor insan?
Bunlar sonsuzluğun gizleri
Yürek nerden nereye atıyor asıl
Cennete varıyor mu insan sevmeleri
Dağların ardından ısıtabiliyor mu bir yürek bir yüreği
Bir olabiliyor mu iki dünya bir anda
Anlayabiliyor mu söylemeden dinlemeyi?
Gülüşünün kıyısına yanaşabiliyor mu bir ıssız
Batmadan gözünün bebeğine hem de
Acıtmadan, çok acımış nefeslerini
Dinlendirebiliyor mu anlamlı bir kuytudan?
Başlayabiliyor mu her hangi bir sondan?
Asıl olan bunlar İşte
Asıl olan Pazar
Asıl olan nefesin
Asıl olan hissin
Asıl olan , olanın şimdide
Baksana hemen bir öylece
Neler var elinde?
Elinden gelenler ve gidenler ne alemde?
Hey!
Bugün pazar…
Gülümse
Sev
Unut
Git
Yaşa
Ol
Var ol…
Yok olmadan önce…