Düş kapanı koruyordu geceyi
Gece sahip çıkıyordu yalnızlara
Hani kar gibi biraz da
Şehrin fakirliğini nasıl kapatıyordu o beyazlık
Karanlık da öyle acıtmıyordu insanın boşluklarını
Çöküyordu ıssızlığın üstüne koca bir silgi gibi
Mahallenin abisi gibi
Sadri Alışık gibi hatta
İnceden bir nara basıyordu
Bu imdatlı bir şarkı oluyordu
Bazen seni anlayan bir film
Kasede herhangi bir şey
İnsan içi içini yerken
Kendini garnitür falan ediyordu eziyetlere…
Karanlık çok işe yarıyordu
Mesela kimseler ağladığını
Görmüyordu…
Çarpık kentleşen şehirler gibi
Derme çatma hayalleri aydınlıkta
İnsan olanın başına yıkılıyordu
İnsan…
Üzülüyordu…
Yan masadan o susmayan sesler geliyordu çünkü
Hata yapmamış insanların tablolarıydı onlar
Hepsini sanki Abidin Dino resmediyordu
Nazım’ın ricasını kırmayan mutlu tablolar imzalıyordu ressam
Aydınlıklar içimi karartıyordu böyle böyle
Her başka doğru, benim canım hatalarımı üzüyordu…
Oysa gece seviyordu beni
Hayallerimi ve dünlerimi
Karanlıkta izmarit ışığı kokuyordu bazen tütün
Camın aralığında bir gece vakti
Çok aşık şair kız tüttürüyordu geceyi
Büyüyünce sigarayı Özgür içebilme hayali kuruyordu kendince
Ve her şeyi bir gün daha daha özgür yaşayacağının tadı
Damağında gülümsüyordu her gece
Gizliden sigara içmenin keyfini
Bir daha asla bulamayacağı yıllara yürüyordu
Zamanın ne de hızlı aktığını o vakitler hiç bilmiyordu
Sadece her şeyi seviyordu
Her şeyi sevemeyeceği günlerden önce…
Düş kapanı koruyordu geceyi
Sadece geceyi
Elinden başkası gelmiyordu…..
