Yeni bir hafta! Yine bir hafta! Biz şanslılar olarak, acaba farkında mıyız yaşadığımızın? Farkında olduğumuzu var sayıyor ve gülümsüyorum sana can:) Nasılsın? Vallahi ben güne bu sabah erken uyandım. Camlarımı açtım ve taze günü her bir zerreme ikram ettim. Limon sıktım kooocaman bardağımaaaa ve doldurdum geri kalanını da suyla. Sabah içimi ve ruhumu bir güzel bereketlendirdim böyle. Güzel bir can ile sabah sohbetimizi yaptık sade kahvelerimizle. Kahvaltı öncesi de kahve olur muymuş? Olurmuş elbette. Çünkü dostluk böyledir. Aynı anda o kahveler içilecektir eğer zaman denen şey sorun ise. Hani hatır için çiğ tavuk yeniyorsa, aç açına Türk kahvesi de içilir benim yürek mahallemde:)
Bu arada sabah kahvesi, bu demek ki gerçek anlamıyla:) Mis oldu valla! Bundan böyle her sabah kahveyi aç karnına içebilirim. Gayet iyi geldi:)
Çok ertelenen iş var değil mi senin de ömründe? Ah.. Hep aynı be yaaa:) Bu hafta hepsinin toparlanmasına bir çaba ile başladım bakalım. Sen de dağlara benzetme işlerini. Bak zamanında, bağ olsun, dağ olacağına. Birikince zor oluyor…
Gümüşi bir günde ilerliyor zaman…
Aslında yine bir su kenarına gidesim var. Ne duruyorsun Arzu..? 800 metre var denizle aramda… Gitsene! Martılara dokunsun bakışların. Suyun gri tonlarını seç seç iyotla:) Belki? Aslında git oraya bir de canlı yayın aç sosyalden! Seçimlerimiz, hayatlarımızı öyle bir kurguluyor ki… Domino oynadın mı hiç? Ya da hiç o domino taşlarını dizip de ilk taşı devirdin mi? Bayılıyorum o şovlara! Hayatlarımız da böyle. İlk taş devrildi mi tamamdır. Sonrasında kurgu işlemeye başlar. Bugünü nasıl planladığına dikkat et. Çünkü o domino taşı, ona göre devrilecek.
İşsel bir gün ise, ona göre strateji geliştir.
Bu haftayı planla mesela bugün. İşlerini 5 güne paylaştır. Öncelik sılamasını yap. Randevularını düzenle. Hatta iletişim anlamında güçlendirici aktiviteler de düşün. Yoksa zaten herkes işini yapıyor. Senin diğerlerinden farkın ne? Amacın terfi ise ya da hedefleri tutturman gerekiyorsa, kara kaşın ve kara gözünden fazlasını ele alman ŞART! “Marş marş!” de ve de bas şu marşa!
Eğleneceksen de eğlen tabii! Hatta hepimiz için eğlenmezsen gönül koyarız:)
Tatilde olup da aklı işte olanlara nasıl gıcığım ama nasıl! Ya o kadar anda kalmak mevzuları var evrende! Biraz kulak ver! Neredeysen, oraya ait olmalısın. O ortamın hakkını vermelisin. İşini güzel yap. Eğlenirken güzel eğlen. Anda olduğunda bunu yapıyorsun işte. Hakkını veriyorsun her anın, her duygunun. Tatildesin mis gibi. Ama suratta sirke ticareti. Sana diyor sevenlerin “Hayırdır? Nedir böyle suratın?” Sen diyorsun “Ohoooo çok şey var kafamda. Neyse siz eğlenin, bana bakmayın.” Nedir bu şimdi? Arkadaş tatile birlikte gidilmiş. Sana nasıl bakılmasın? Madem sana bakılsın istemiyorsun, ne işin var orada? Gereksiz bir vicdan halleri. En çok da sana yazık. Tatil var sen yoksun. Ne anladın yaşamaktan? Bir güzel gün yaşamayacaksan, üstüne üstlük bir de yaşatmayacaksan, neden insan doğdun? Git, “Yapay zeka geldi.” de! Ver kendini bilim araştırma yerlerine. Bari bir işe yara! Yapaysın çünkü! Tatil yap! Döverim!:)))
Ama çok kızıyorum!
Bütün sabah mutsuz bir kadını dinledim ben… Niye ama? Neden insanlar mutsuzlaştırmaca oynarlar? Ben mi cennetten düştüm, anlamıyorum:))) Ortalık yerde öyle dolanıp, “Hadi yapamayın amaaa” demeklere doyamadım! Ama hayat geçiyor bak. Bilmiyorum, değer mi somurtmaya?? Herkes kendine ve sevdiklerine gereken değeri vermeli bence… Böylelikle herkes adına daha mavi olur bu fani dünya:)
Kuşlar cıvıldıyorlar:)
Gününe güzel anlamlar kat. Sevdiklerine gülümse. İşine sahip çık. Sağlığını koru. Anın hakkını ver. Asla geri gelmiyor anlar çünkü. İstesen de tekrarı olmaz hiç bir şeyin. Bunu bile bile harcama anlarını. Çöplerin değil, yüreğin dolusu bir ömrün olmalı. Bunu hakediyorsun. Çünkü hepimiz çok değerliyiz. Biri için değil, en çok kendimiz için değerli olduğumuzu hatırlayalım bugün. Güne daha güçlü adapte olabilmek adına, bunu hatırlatmak istedim.
Günün hangi saati okuyorsun bilmiyorum?
Her ne zaman okuyorsan, gülümse:) Güzel bir pazartesi ve hafta da sana gülümsemiş olsun. “Dağa nasıl haykırırsan, yankısını öyle duyarsın.” o kadar doğru bir sözdür ki. Sen güzel ol, evren de sana öyle güzel yansısın. Hatasız kul olur mu? Olmaz elbette. Lakin erdem, hatayı anlamakta, düzeltmekte ve de tekrar etmemekte… Değerlerin korunduğu, güzelliklerin çoğaldığı, kendimizle gurur duyacağımız nice nice anlar dilerim hepimize.
Sevgilerimle…
🙂