8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 2024

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!!! Emekçi olmayan kadın ya da insan, var mıdır sahi? Ya da emekçi olmayan bir canlıya, canlı denilebilir mi??? Emek vermektir çünkü yaşamak. Yaşarken bulaştığın her zerreye emeğin de bulaşıyor olmalıdır. Olmalıdır!!! Ve emeklerin de karşılığı taaabidir ki alınmalıdır! Emekler alınır, verilir… Yakınlık derecene göre değişir türü ve miktarı. Yürekten gelir emeğin dürtüsü. Yüreğe minnettir, emeğe saygı ve de sevgi…

New York’ta bir tekstil fabrikası. Fabrikada insanca yaşamak için talepte bulunan emekçi kadınların direnişi. Ve alevler birden sarıyor ortalığı… Kaynaklar çeşitli!!! Sebebi bilinmiyormuş yangının(!) Özellikle bir kat varmış ki oradan çıkılamamış… O anları yaşadılar… Son defa… Ve en doğrusunu onlar biliyorlardı elbette….

Kapılardan, pencerelerden çıkış yok yaşamaya! Barikatlar duvar olmuş emekçi kadınlara… Ve direnişi küle çeviriyor kapitalizm, akan zamanla…Zaman, sanki saman… Daha çok alevleniyor hızla her yere ve… Karanlık çöküyor, onurla dimdik durmuş kadınların, alevler arasında yitirdikleri hayatlarının acıdığı emekten yurtlarına… Tekstil fabrikası, emek yuvaları, kendileriyle birlikte yanıyor tarihin acı sayfalarında hala…Tarih 8 Mart 1857…

Süreçle eş zamanlı ve süreç sonrası “İNSAN“ca yaşanması gerektiğini savunmaktan yana olduğunu kanıtlayan isimler, tarihe dünyalar güzeli bir şekilde kayıtlanıyorlar… Onların en başında tabi Clara Eissner Zetkin geliyor. Kendisi öğretmenlik eğitimi almış ve sosyalist bir kadın siyasetçi. Bu acı günün, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmasını da teklife sunan kişidir ayrıca. Ruhun ışıklarla cennette olsun Clara Eissner Zetkin ve bu acı günün içinde aydınlık olmak için savaş vermiş tüm güzel yürekler ve giden emekçi 129 kadın…

Bir şeyi kutluyorsak, anıyorsak şayet, bilmeliyiz sebebini. Yoksa içi boş günlerden bir gün, yaşanıp biter o gün de. Özel günlerin içi işte böyle boşalıyor… Özel günün kutlanmasının gereksizliğine ikna yaşayanlar, çok önemli bir detayı kaçırıyorlar. O da özel günü özel kılan anlamı…

Dünya Emekçi Kadınlar Günü!

Hadi kutlu olsun! Demekle peki, olabilir mi bu kut, mut??? Peki o harika erkek, sadece hayatındaki kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü ‘nü kutlayarak, kutlu kılabilir mi bugünü??? Sadece kendi çevremiz kadar özel, harika, adaletli, mucizeli falan olabilir miyiz???

Iııııı ııııı…. OLAMAYIZ!!!

Peki kadın, bu özel günde, markaların indirimleriyle şımarabilir mi??? Bedavadan kahve ya da çikolata ikramlarıyla, 129 yanmış kadını, diğer kadınlar hissedebilirler mi???

Kahve kokusu falan, alır insanın aklını başından! Hissedilemez acılar, makyajlı, sahte dekorlarla kaplı hayatlarda… Ve sorunun özüne dokunulamaz… Evet kutlamalar var ve de olsun!!! Ama sorunlar büyük ve de büyümeye devam ediyor…..

8 Mart 1857 günü, işçi kadınlar yandılar. Tabi aileleri de yandı onlarla birlikte. Adalet de yandı. İnsanlık da yandı. Unutmadık hala ve uzaklarda bir yerlerde yaşanmış acıyı, insan olarak hissediyor ve de bizler de yanıyoruz. Acılar çünkü zamansızdır. Ve bir insan, bir diğer insan için, yanabildiği kadar insandır!

Ama yanmakla, acı çekmekle nereye varılır ki???

Yanmak! Araçlar da ateşleme ile çalışıyor ya. Buji ateşliyor ve petrol yanıyor ve hareket başlıyor. Ölüm, hareketsizdir. Yaşamak ise hareket demektir. Yanmak, kül etmek için değil, yaşamak için olmalı bu saatte.

Hangi saatteyiz sahi?

Hala dünyada emekler, kadın ya da erkek fark etmeksizin çalınıyor… Boşa da gidiyor… Karşılığını bulan emekten, şöyle yemeğin üzerine çekilen tatlı tabağı gibi olamıyor maalesef… Tam değiliz hala… Pek değiliz…

Kadın… Sadece para kazandığı yerde mi yanıyor ya?

O günden bu güne, önceleri ve de kadının dünyada yaşam şartları, pek de iyi değil… Haydi daha küçük ölçekte bakalım bu mayınlı mevzuya… Daha küçük ve detaylı bir ölçekle. Ülkemiz kadarını şöyle bir ele alalım. Şu an bu cümleyi yazarken, gözlerimin önünden çeşitli haberler geçti… Yangın başladı harflerde… Yüreklerde sönmemesi gereken yangın!!!

Yangın bu! Sönmemesi gereken yangın olur mu? OLUR!

Yangın, nasıl söner? Yangın söndürme tüpleri vardır. Köpük sıkarsın, küçük çapta ateş bitti gitti. Daha büyükse yangın, havadan uçaklarla yağdırırsın suları. Daha da büyükse hatta bir help’e kadar yolu çıkabiliyor tabi…

Neyse! Kısacası yangının sönmesi için demek ki müdahale illa gerekiyor! E ama yangına müdahale edilmiyorsa ya? O zaman unutarak mı söndüreceğiz yangını? Bir yerler yok olurken! Sadece o tarafa bakmayarak mı yangın sönecek? Yani asıl mesele, yangının yüreklerimizde olmaması mı? Yani bize uzak yangınlar, yok sayarsak, yok mu olacak?

BU YANGIN SÖNDÜRME İCRİATI SEVİLEMEZ! BENİMSENEMEZ! KABUL EDİLEMEZ!

Adalet bu noktada devreye girmeli! Yangın var ise orada cezası olmalı ki yüreklere bir zerre su serpilebilsin! Eden, ettiği yanına kalarak yaşar ve de hatalarına hatalar eklerse, olmaz insan da adalet de, hak da hukuk da!!!

Dünya Emekçi Kadınlar Günü diye şimdi erkekler güller alacaklar, kahvaltılar yapılacak, akşam yemekleri rezervasyonları ihmal edilmeyecek, hediyeler verilecek, buğulu gözler süzülecek! Hepsi de olsun! ( Zaten kaç kişi kutluyor, oradı da ayrı konu….. ) Ama diğer günlerde neler oluyor? Ya da diğer evlerde kimler yanıyor? Mesele sadece yemek, içmek, almak mı? 129 kadın yandı! Yüzlerce, binlerce, milyonlarca kadın şimdilerde, eşten, sevgiliden, babadan, kardeşten, stresli bir şöförden yanıp kül oluyor ya! Ve bu yangın söndürülmüyor ya! Bu gerçekler ne olacak???

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün amacı, dünya yüzündeki zorda kalan kadınların, fark edilmesidir. 129 yanan işçi kadının anılması, bir izdir dünya için. Bu iz, bir dahası olmasın diyedir. Yangınlar sönsün diyedir. Herkes hayatını insanca yaşayabilsin diyedir. Bir çağrıdır, uyanıştır, iyiden, güzelden yana bir anlamdır!

Sadece “Kutladık gitti be!” diyelim bir şey değildir!

Sen! Anneni aramaz sormazsın, bir kahvaltı ile gönlünü almak mı istersin? Annene yaşam hakkı tanımadan büyüdün, işlerine daldın sonra bir de üstelik onu unuttun… Vicdanın mı rahatlar, kendini iyi evlat mı zannedersin?

Sen! Hayatındaki kadını bir yemeğe götürüp de bir şeyler alınca, o kadının verdiğin ödülle havalara uçmasını mı beklersin? Diğer günler kalbini kırdığın, kadın değil insan yerine koymadığın, kariyerini, güzelliğini, yaşayabileceği tüm güzel ihtimallerini yok ettiğin kadına, sen bir günde kocaman değer verebileceğini mi düşünürsün? Nankör müdür hatta, yılın 1 tanecik gününde, bunca ilgili ve sevgili bir erkeğe, tam gülümseyemiyor diye o kadın???

Sen! Kızınla konuşmadan büyürken kızın, kendini ulema, ulvi, en önemli, hakim, ciddi zat mı zannedersin? En son babaların duyması, senin ruhunu mu okşar? Herkesin senden tırsmasıyla beslenir de kocaman deeev bir adam mı olursun, dünyadan habersiz? Sen kızını okutmadığın için! Sen kızını kafana göre evlendirdiğin için! Sen kızına evlendikten sonra sahip çıkmadığın, psikopat kocasının insiyatifine bıraktığın için! En geleneksel, en ahlaki değerlerinden kopmamış, en şanlı baba olduğun saçmalığıyla mı yaşar gidersin bu dünyadan ahlarla…?

Sen! Kadın kardeşinle arkadaş olmadan mı büyürsün o evde? Senin arkadaş çevren genişlesin diye tutulan alkışların varken, kadın kardeşinin dünyasının küçülmesini mi izlersin övünçle? Ailenin aslanı olup da kürlerken kadın kardeşine, ezerken o güzelim ruhu, hiç aklına gelmez mi bunca bastırdığın şahsiyete neler olacağı yarın öbür gün? Korkuya alıştırdığın karındaşını, sen acıtırsan, başkaları neler yapmaz bilmez misin? Bilmek istemez misin? Böyle kötü bir örnek olmayı hazmeder de rahat uyur musun sen sahi Abi?

Sen! Komşunu, sokaktaki herhangi bir kadını önemsemeden yaşayabiliyor musun? Dilber dans ederken, ayıplıyor musun yoksa sen de, bir kadının yanlış yerlerde para kazanıyor olmasını? Kınıyor musun toplumun ahlakını bozuyor diye dizileri, filmleri? Peki ya sen, ne yapıyorsun düşkün herhangi bir kadın için? Onlar için paran var mı, hal hatır sorman, bir kuru, içten gülümsemen? Kiralarını öder misin onların? Çocukları vardır belki bazılarının. Babası olabilir misin sen bir Dilber evladının? Sen bir faturasını ödeyebilir misin ya da hiç bir şey beklemeden? Yani insanlık yapar mısın o batak dünyadan çıkabilmeleri için? Yoksa!!! Sen arz ve talep dengesinde bir değer misin? Yoksa sen, kınadığın halde, gidip de o masalarda oturur musun arada bir? Ama sen? Hangi sensin ey namuslu erkek? Kınıyor musun? Kullanıcı profili misin? İnsan olabilir misin?

Tenzi ediyorum tüm gerçek insanları harflerimden… Bu satırları yazarken, çok üzülüyorum… Kimse bu harfleri hak etmemeli… Kimse katledilmemeli… Kimse insansız kalmamalı bu dünyada… Şanslı olanlar ve olmayanlar diye ayrışan hatlar olmamalı… Şansı olan, şansı olmayanla paylaşmalı!

Bir İNSAN, Anne ve Babasından mamuldür.

Yani her insan içinde, hem kadın ve hem erkek var. Buradan bakınca, cinslerin savaşı, cinslerin acizliği, cinslerin daha az ya da çok güçlüsü yok! İNSAN konumuz. Ya insanız ya da değiliz…

Bugün 8 Mart 2024. Ben bugün, öncelikle yanarak can veren 129 kadın işçinin ruhlarına gülümsüyor, onların haklı direnişini onurlandırmak adına, hepsini saygıyla anıyor ve de kendilerine teşekkür ediyorum. Bu günü bizlere hayatları pahasına armağan etmiş oldular… İyi ki vardılar ve yüreklerimizde sonsuzlar…

Ve sonrasında Anneme teşekkür ediyorum. Harika bir kadın olduğu, evlatlarını insan olarak yetiştirdiği, cinsiyet ayrımına karşı durduğu için. Ben hiç kimseye su getirmedim büyürken. Ben gece dışarı çıkmazdım. Ama 2 abim de gece dışarı çıkmazdı. Bizim evimizde akşam yemeklerimizin saati vardı ve hepimiz aynı masada mutlu olmayı bilirdik. Esaret değil, sevgiyle bir olmanın özgürlüğünü yaşardık lokma, yudum. Abim bana hiç karışmadı. Annem hiç aciz olmadı. Babam hiç gaddar olmadı. Yani bizim evde herkes önce insandı. Bu yüzden ben odun da kırabilirim, yemek de yapabilirim. Önemli olan, gerektiğinde her şeyi yapabilir olmak. Beni ve abilerimi böyle güzel yetiştirdiğin için, cennetine nurlar yağsın Annem. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günün kutlu olsun… Dua ile…

Ve tüm kadınların, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyorum! Kendini ezdirmeyen, karakterinden vazgeçmeyen, üretmeyi seçen, hak etmediği hiç bir muameleyi sineye çekmeyen, gerektiğinde savaşan, doğurduğu evlada, doğduğu ülkeye, kazandığına ve hayatın her bir yanına sahip çıkan tüm kadınlar! Bugün bizim günümüzdür! Unutmadan lakin yangını devam eden hikayeleri! Madem güç var, o zaman paylaşılacak! Madem yangın yok, olan yerlere bakılacak! Sadece kendi hayatlarımızı kurtarmamız yetmez! Diğer hikayeleri de görerek, nice yangınları söndüren kadınlar olarak var olmayı diliyorum hepimize! Ve hepimize teşekkürler!

Ve değerli erkekler! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun! Sizler iyi ki varsınız! Sizin güzel örnekler olarak yangınlara destekleriniz çok büyük! Annenizi, kadın kardeşinizi, kadın sevdiceğinizi yüceltiyorsunuz sizler. Onları cesaret, özgürlük ve sevgiyle yüceltiyorsunuz. Hayatın her alanında onlarla omuz omuza öyle bir yürüyorsunuz ki herkes sizlere özeniyor! Çünkü mutlu bir kadın, dünyayı güzelleştirir. Mutluluğuna sebep olduğunuz bir kadın, diğer yarınızın sizinle barışık yaşaması demektir. Çok anlamlı hepsi. Sizler harika evlatlar olarak anneciğinizi mutlu ediyorsunuz. Sizler harika babalar olarak, kendine güvenen kadınlar büyütüyorsunuz. Sizler harika eşler olarak, bu dünyanın güzelliklere evrilmesine destek veriyorsunuz. Ve sizler değerli erkekler, daha özgür hissediyor olmalısınız. Çünkü sevmek, özgür olabildiğince yaşanır. Bunu çok iyi biliyorsunuz. Bugün her biriniz özgür sevgilerinizle, hayatlarınızdaki tüm değerli kadınlarla diliyorum harika bir gün yaşayın! Ve her sene daha güzel günler, ömürlerinize armağan olsun…

Haydi o zaman! Parti başlasın! İçimize sinen nice güzel günlere, sevgiyle, emekle…

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 2024” için 4 cevap

YAŞAM ARZU’SU -//- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü 2024 | …Doğa + Yaşam ve Politik Yazılar =Paylaşım Sitesi -(okuyup düşünmek için…!) için bir cevap yazın Cevabı iptal et