Güzel Bir Gün Yaşamak İçin!

Kahve damladı içime. Güneşle pişmiş, sadesinden. Bir tatlı huzur almaya geldim dünyadan. İşin aslı astarı bu. Hoş bir Seda gökkubbede kalacak olan. Yaşamak, aşkla, tutkuyla. Bazan gelmez içten bişey ya da elden. Ama kayıp zamandır bu bazı anlar işte… Üstelik hakem uzatmaları da vermeyebiliyor. Yani kayıp zaman yapmadan, muhteşem renklerine bulanmalı hayatın insan. Kendini marine etmeli yaşam coşkusuyla!

Çarşamba…

Ortasındayım haftanın. Zaman denen şeye inanmadığım İçin aslında neyin neresindeyim, pek de bilmiyorum. Adı çarşamba, yeri takvime göre orta. Asıl mesele benim bardağım. O ne kadar dolu? Ne kadar taşmak üzere? O son damla ile aram ne kadar iyi??? Kendinsin zaman da mekan da… Senin bakışındaki açı kadar acın da tatlın da…

Güzel bir gün!

Sen nasılsın? Senin için güzel demek ne demek? Güzel bir gün olması için ne kadar da yanlış bakıyoruz bir bilsek… Yani sen belki doğru bakanlardansın, kusura bakma pat diye böyle genel konuştum. Bunca somurtuk görünce her baktığım yerde, çoğunluk kaideleri adına geliyor harflerim işte:) Eğer sen yazacaklarımın dışındaysan, devam et aman! Ayarlarınla oynama da oynat ma da! Bazılarımız işte çok zor geçirirler anları… Gün doğar mis gibi… Ama bunlar İçin hava hep kapalı! Tepede hep yağmurlu bir bulut(!)

Olmayanlar yüzünden gün, güzel değil diye düşünülür….

Aşk yok? Para yok! O büyük tv neden yok!? Uzun bacak, sırma saç, ankastre mutfak, bilmem kaç metre yat, Maldivler’de balayı, boğazda roka balık, o baby face neden yok????!!!!! Yahu yok! Sana ne! Yoksa yok ne olmuş? Sen varsın, bu sana da seni sevenlere de yetmez mi?! Oysa sadece olanlar kadardır güzel gün dediklerimiz. Bunu hiç düşünmeye vaktin kaldı mı bunca sızlanmaktan??? Hım?! Sürekli bir şeylerle yarışmak ve bunalmak için mi doğdun? Baksana dünyaya. Herkes eşit mi? Ve bunun da bir nedeni acaba olabilir mi? Yani bu eşitsizliğin?

Olabilir…

Mesela bugün sağlığın yerinde mi? Tamam. Bir dava beklemiyorsun inşallah? Bir yakının hasta değil. Hapiste değilsin. O zaman sen çok güzel bir gün yaşıyorsun. Konu bu kadar. Parmağını kessen, tadın kaçar bütün gün. En ufak pürüz, yüreğinde atar durur, hukuksal ya da ailevi. Eğer sorun yoksa, mutlusun! Anla bunu! Anla… Kıymetini bileceksin o çok koşturabildiğin günlerin. Yoruldum diye imdatlarla o suratı asmayacaksın öyle. Ya da gidemediğin tatiller için karalar bağlamayacaksın. Çünkü gün çok güzel sadece kötü şeyler olmadığı İçin. Bu sırrı lütfen kendinle ve çevrendekilerle paylaş. Olur mu..?

Hastaysan, evet gün o kadar da güzel değil. Ama sen de iyi olmaya çabalayacaksın. Bu çaba bile hayattır. Hayattaysan her zaman şans vardır. Yani kendini öyle bırakmayacaksın. Çünkü şimdi mucizelere inanmak için en doğru gün. Senin önemli bir görevin var. Hayatta kalmak gibi önemli hem de! Çok hayati! Bunu başaracaksın. Sadece inanarak. Çok inanarak ve gülerek. Ne acı ne sancı seni asla aşağıya çekmeyecek. O kadar güçlü olacaksın. Çünkü sen bunu yapabilirsin.

Çünkü sen doğdun ve neler neler başardın şu hayatta..!

Egoist olmanın hem sırası hem de değil! Sevdiklerin için iyileşecek kadar hümanist olmayı başarırken, aynı zamanda da sırf kendini düşüneceksin iyileşebilmek için. Yani asla kafayı bir şeylere takmayacaksın. Hayatının en harika egoistliğini göstereceksin raporlarında! O raporlar senin ne kadar da sağlıklı olduğunu anlatacaklar! Sen kutlamalar yapacaksın!

İş, güç, para, pul, birinin ölümü… Bunların hepsi hayata dair. Bir mahalle, bir sokak, bir şehir gibi düşüneceksin sevimsiz meseleleri. Yaşam yolunda ilerlerken denk geldiğin bu yerlerde, sonsuza dek kalmak zorunda değilsin! Gerektiğinde dertlerinden, hüzünlerinden, başarısızlıklarından taşınacaksın. Hem de hiç bilmediğin bir yere. Bildiklerin ezberindir. Yani senin inancını çalan hırsız gibidir bazan. Sen bilinmeyene gideceksin böyle bir durumda. O geriye dönüş köprülerini yıkıp da gideceksin hatta. Geriye dönemeyeceğini bilmek, sana başarman için güç katacak. Yüzmeyi de böyle öğrendin sen. Yaşamak İçin yüzdün. Şimdi yaşamak için yaşayacaksın. Hepsi bu!

Kahvem harika.

Pandemiden beri sokaklar pazar yeri:) Arabasına atlayan alıyor eline bir megafon, başlıyor abiler ablalar satışa. Yalnız çok dikkatimi çekiyor anonsta hep “Ablaaaaa” haykırışı var:))) “Domates geldi ablaaaaa!” Ya abi de alsa? Bir abi olsaydım, kesin uyarırdım bu anonsu. Nedir bu erkekleri mutfaktan uzak tutmaya çabalayan zihniyet?! Üstelik dünyanın en ünlü aşçıları erkekken.

Neyse…

Güzel bir günde farkındalık da yaratalım değil mi:) Abiler, sizler de domates alın ve doğrayıp buzluk poşetine koyup da dondurun şunları:) İki el meselesi. Hayat müşterek. Ve belki de hayat yalnız? İnsan herşeyi bilmeli yaşamda. İnsan, kadın ya da erkek olarak, kendine yetebilmeli. Güzel bir gün olması için her günün, insan elindekileri iyi değerlendirebilmeli. Kıynetini bilebilmeli her uzvunun. Beyninin her zerresini kullanmaya gayret göstermeli.

Bugün tüm zerrelerini çalıştır!

Tüm zerrelerin aktif olsun. Cinsiyettini bırak. Bugün saksıya çiçek dik, kömür kır, o örümceği dışarı at, arabanın kaputunu açıp, cama, motora su koy, halı silkele, yemek yap, musluğu tamir et. Bunları ve daha bir sürü şeyi yap ve yaparken de her zerrenin sana destek verdiğini hisset. Kadın ya da erkek olarak değil, insan olarak hareket et. “İşleyen demir ışıldar.” Muhteşem ata sözlerimizden birisi! Bu çok doğru. Emekliler yaşamaktan da bünüzden emekli oluyorlar, eğer zerrelerini çalıştırmazlar ise…. Erken emekliliğe HAYIR!:)

Bugün harika bir gün olsun her zerrenin hissedebildiği hem de!

Sokaklarda zerzevatçılar devriyedeler hala. Kahvem yavaş yavaş bitiyor. Bulutlar mavi göğe güzellik katıyorlar bir öğlemsi vakitte. Kıştan önce son balkon sefaları kaçmamalı:) Dışarda motoru çok sesli bir araba da var bu arada. Beni germiyor, sinirlendirmiyor. Tam sinirlenecekken, vazgeçtim çünkü hem de şu an:) Ama nasıl bir gürültü! Sanki balkon sefasını kıskanmış arkadaş! Çekmiş bir gürültü amfisi, basmış gürültüyü tüm semte!!! Yaşadığıma kanıtlardan biri diyor, gülümsüyorum buna ve tüm boş gürültülere:) Elin gürültülü arabası yüzünden kendimi üzecek kadar değersiz değilim ki!

Sen çok değerlisin!

Güzel gününe kimseler ilişemesin. Sen izin vermezsen bil ki kimse senin evrenine dokunamaz. Olanı olmayanı hayra yormak bu anlamda çok büyük destek. Ki öyle de. Kalbini güzel tuttun mu gelen gelmeyen bil ki sen hep gül diye. Bilemediklerimizi ve müdahale edemediklerimizi, yok saymaca oynamak gerek. Değerimizi bilmek ve aşınmamak…

Günümüz çok güzel!

Her şartta bir aydınlık bulmak ve ona tutunmak gerek. Lütfen bunu unutma. Karardıkça kararıyor insan. Oysa biz iyi hissetmeliyiz. Bizim enerjimiz evrenin enerjisi. Artık o kadar karıştık ki dünyanın, az kaldı çivisi çıktı çıkacak! Öyle bir tabir vardır. “Dünyanın çivisi çıktı!” denir. Gerçekten de dünyanın çivisi çıkabiliyormuş, doğruymuş demek ki! Şimdi tüm bilim insanları bunu konuluyorlar… Manyetik problemler var. Bu da güneş sistemi için son derece tehlikeli bir durum. Her şey gerekli ölçülerde olduğu İçin dünyada yaşam var. O yakınlık, uzaklık hep manyetik şartlar ile sağlanmış. Şimdi güneş öyle bir patlıyor ki manyetik manyetik, sistemde her dönen gezegen çivisini zor tutuyor yani(!)

İyi düşün!

İyi hisset! Kendini ve evreni sev! Olanı olmayanı sev! Doğduğun yere bağlı bir hikaye ile başladın hayata. Belki değişir hikayen belki değişmez. Ama diyorum ya ne olursan ol sadece olman gerektiği kadar buradasın. Çok abartmaya, sinir stres yaratmaya, böbürlenmeye, dikilmeye falan gerek yok.

Domatesçi geldi yakınlara bir yere:)

Rüzgarın ruhuma taşıyıp da getirdiği bu ses, Eylül seslerimden biri oldu artık. Eylül demek, karıncaların mevsimi demek:) “Kışlıklar yapılacak, afiyetle yenilecek!” mevsimi… Eylül… Bugün güzel bir gün olsun. Sen de birşeyler alıp, kış işin buzluğa at bugün. Karınca gibi hisset. Yorul. Kendin ve sevdiklerin için göstermiş olduğun emek, göğün bulutlarına kadar farkedilsin. Rüzgar sırtını sıvazlasın, seni bu emeğin için tebrik ederken. Malum, pandemide mesafesizce dokunan bir rügarımız kaldı… Bırak kendini bu samimiyete o zaman:)

Güzel bir güne gerçekten gülümse…

Olana olmayana! Gelene gelmeyene! Ölene ölmeyene….. “Her mihnet kabulümdür, yeter ki gün eksilmesin penceremden!” diyen şairimizi saygı ile anarak. Yine de mümkünse minnetsiz tarafından, muhteşem kooocaaaaa bir ömür diliyorum hepimize! “Domatesçi geldi abla!” “Domatesçi geldi abi!” “Domatesçi geldi İNSAN!” Hayat var her yerde! Her yerde Eylül var!

Senin elinde ne var…?

Reklam

Güzel Bir Gün Yaşamak İçin!’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s