Şiiiiişt Seyırcıııı:)

Not: Bir zamanlar böyle bir tipleme vardı:) Bir reklamda geçiyordu:))) Meali: Şişt seyirci:)))))

Günaydınlar! Parkın birindeyim. Çocuk parkları evrenin en mutlu yerleri. Bunu ben biliyorum ve herkesin de bilmesini diliyorum. Canın her hangi bir şeye sıkılırsa, kendine bir çocuk parkı bul olur mu? Diyeceksin ki “Senin canın mı sıkkın?” Yok:) Ben gelişmiş ülkelerin sağlık sistemi gibi bakıyorum mutluluğa:) Yani canım sıkılmadan stok yapıyorum mutlu, sevimli, huzurlu her ne varsa ruhuma:) Canımı sıkacak şeylerden uzak, parklara yakınım yani:) İyi taktiktir, söyliiiim:)

Dün yazdınız bana. “Neden yazı yok bugün?????”

Çok teşekkürler yazılarıma olan ilginiz adına🙏🏻 Sonsuuuuuuz teşekkürler. Hemen cevap veriyorum. Bu aralar biraz yoğun geçiyor hayat. Harflerime de zorunluluk asla bulaştırmıyorum. Şifası ve yüreğine güzelliklerle akışı bundan. Asla zorla değil, zorlanarak değil. Bir çırpıda çıkıyor ne kelime varsa içimden. Böyle zamanlarda harflerimi istirahate alıyorum. Bugün de yoğun gerçi ama özledim yazmayı:) Her şeyi durdurdum anlayacağın. Bir parka vardım, hayata gülümsedim ve hatflerimin musluklarını açtım:) Hava bir harika İastanbul’da bugün. Bilmiyorum sen neredesin? Eylül yaşanmalı! Gerçekten bırak miskinliği ve yaşa mevsimleri lütfen.

Yaşarsan, anlatacak çok şeyin olur.

Yaşayamayan izler. Pembe diziler neden bu kadar revaçta? Hiç düşündün mü? Sabahtan akşama kadar film seyredenler, neden bu kadar kolik haldeler? Çünkü yüreğin canı yaşam çekiyor da ondan. Sen yaşamayınca, yaşayanları merceğe alıyor gönül gözün. Hareketsiz bir şekilde herkes bakıyor ışıklı ekranlara… Yukarı çıktığını ve tüm evlerin, ofislerin içlerini gördüğünü hayal et. Herkesin ekrana bakarak yaşadığı geceleri izlediğini düşün. Sessiz soluksuz aşk ya da dram dizileri, filmleri izleniyor. Sadece izleniyor. Yaşanmıyor….

Sonra insanlar izlediklerini ya konuşuyorlar ya da konuşmadan gidip yatıyorlar. Ertesi gün zaten işe dalıyorlar. Evet kafa boşaltmak da gerekiyor. Bunların hepsi etkinlik yani yaşam içindeki renkler. Ama hiç yaşama sadece bir şeyler ye iç ve izle. Bu sağlıksız. Bedenen de ruhen de ciddi şekilde sağlıksız. İnsanlar neden obez? Bunca duygu açı, mide dolu insan var diye elbette!!! Peki geceler nasıl geçecek?

Konuşarak!

O kadar konuşmuyoruz ki ne konuşacağımızı bilemez hale geldik. Eskiden televizyon mu varmış? İnsanlar yaşamıyorlar mıydı acaba o zamanlar? Bizler bu kadar mefta varken nasıl doğduk acaba? Denge öyle önemli ki. İzlenecek de okunacak da konuşulacak da yemeğe de çakılacak özel gün de kutlanacak yani yaşanacak. Hepsi yaşanınca işte adına yaşamak denilecek. Hayata izleyici kalmak, acıklı bir durum. Hele ki bu pandemi sürecinde…

Gün öğleye geldi şu an bende. Hayat alabildiğine devam ediyor. Üretim insan için son derece önemli. Çok para üretime ihtiyacı gereksiz kılmaz! Eğitimin yok diye bu senin elini kolunu bağlamaz! Sakatlanmış olabilirsin ya da doğuştan özürlü biri de. Bu seni hayatın dışına atmış demek değildir. Birilerini kaybetmiş olman, hayattan vazgeçmeni gerektirmez! Üret! En güzel yemeği, kitabı, yaptığın işte başka bir şeyi, laboratuvarda yeni bir deneyi, örgü stilini, insanı, evden para kazanabileceğin yeni iş fikirlerini, yardım eli olabileceğin farklı projeleri, yeteneklerin doğrultusundaki her şeyi, ÜRET!

Sıkıntı üretme!

Dert, keder, öfke, kin, intikam, hüzün, aman ağzımdan hepsini yel alsın! Bunları üretme işte. Bu üretimleri bitir eğer sende de gereksiz üretimler var ise. Var ise mi? Var tabiiii! Hepimizde var! Ama bu üretimler gerçekten bünyeye zarar! Zarara girmeye değer mi? Her insanın kendi ömrü tek. Yani zarar ettin mi kepenkleri kapattın mı, kredi çekmek, konkordato falan fayda etmiyor. İflas ettin, kapadın, geçmiş olsun… O geçen ömür de çıkan can da geriye gelmiyor. Kasvet mi bunlar? Bunlar gerçekler. Şimdi iç kahveni, ara en sevdiklerini.

Şeker pembesi harfler olsun diye değil bu cümlelerimin hiç biri!

İnsana insan lazım. İnsana hissetmek, yaşamak, üretmek lazım. Kendine saygı duymalısın sağlıklı olabilmek için. Peki kendine nasıl saygı duyabilirsin? Üretirsen, ilişkilerinde bir çizgin var ise, geçmişinle barış içindeysen, yapman gerekenleri yapan biriysen, dürüstsen, mertsen, empati yanın aktifteyse, vefatıysan, paylaşımcıysan, yani kısacası İNSAN’san, kendine saygı duyarsın. Ama bu listede eksilerin çoksa, dizi izleyerek kaçıyorsun demektir kendinden. Kaçma!

Çünkü mutlaka kaçamayacaksın…..

Bugün yeni bir gün olsun. Sineği öldürmediğin, söz verip tuttuğun, anneni aradığın, sevdiğin kişiyi mutlu ettiğin, evladına çok sarıldığın, daha bir yürekle başardığın, evine başka bir yoldan gittiğin, kendi kendine güldüğün, komik olmaktan utanmadığın, özgür hissettiğin, gereksiz ödün vermediğin, yalan söylemediğin, çok yemek yemediğin, tv açmadığın, telefonuna yapışmadığın, korkmadığın, ağladığın, güldüğün, içinde kocaman bir rahatlık hissettiğin, gereksiz her şeyi bıraktığın bir gün olsun mu bugün?

Lütfen olsun…..

Bugün yeni bir şarkı keşfeder misin? Yerli yabancı fark etmez. Yabancı bir dilde 5 kelime ezberler misin bugün? Bugün kendine gülümser misin aynada? Çizginle, koca burnunla, beyaz saçınla, çürük dişinle, kepçe kulağınla, komik sesinle, soluk teninle, mosmor göz altlarınla, düşük göz kapağınla, çıkık olmayan elmacık kemiğinle, tombul yanaklarınla, o kocaman yara izinle, çillerinle, uzun olmayan kirpiklerinle, kel kafanla, parlamayan kırık dökük bi tutam saçınla barışır mısın bugün?

Önemli olan her zaman ne hissettiğin ve ne hissettirdiğindir şu hayatta.

Bugün çok güzel ve çok yakışıklı ol! Öyle hisset, öyle yansı. Kendini bugün çok sev! Karşındakini sevmeden önce mutlaka kendini sevmeklisin çünkü! Üretim! Sevgi üretmek çok değerli. Ve bu üretim ilk önce, kendinde başlıyor.

Hadi güzel bir gün olsun ve gelecek güzel günlerini hep kıskansınlar dünde kalanlar! Yaşıyoruz bugün ve tüm ömür. Sadece izlemekle yetinmiyoruz! O zamaaannn:)

Kolay gelsin hepimize:)