Hoşgeldin Bal Damlam…

Bugün oğlumun doğum günü:) Sabahtan beri çok eğleniyoruz. Dün gece geç saatte uykuya bıraktım kendimi. Neden? Çünkü süslemem gereken bir salon vardı yani şimdilerde oğlumun sınıfı:) Ben de Sınıf Öğretmeni:)))) Anneler değiller midir, öğreten evreni..? Anneler… Anneciğimi şükürlerle anıyorum yine.. İyi ki doğurdun beni canım Annem…. İyi ki senden doğrum…

İyi ki doğdun canım oğlum!!!!

Balonlar şişirildi dün gece:) Her yer balonnn:) Bazılarının içine konfeti mevzuatından minikli rengarenk kağıtlar konuldu:) Kim kesti onlarııı? Beeeennnn!!!! Nasıl harika anlar:) Çok seviyorum sevdiklerim için mutlu şeyler planlamayı. Ben partilerin insanıyım. Dilerim güzel oğlum da büyüdükçe bana çoook güzel partiler planlar:) Her yaptığımı kaydediyorum:) Gün olur da üşenirse falan mutlu şeyler yapmaya, kafasına kakacağım:))))

İnandın mı?

Yapmam öyle şeyler. Mutlu şeyler, karşılıksız yapılırlar çünkü. Karşılığı olanlar genellikle vezneli falan yerlerde oluyor. Bizde paranın adı geçmez. Sevmek, paranın hükümsüz olduğu şeydir bizim dünyamızda. Para hükümsüzdür, zaten karşılık kavramı da bulunmuyor dimağda bundan:))) Karşılık denen şey malum, paranın ekürisi:) Aman neyse:) Karşılıksız mutlu şeylerle dolu olsun dünyamız. Böyle bir dünya bulamadıysan da kendin kuracaksın arkadaş:) Bir bebek doğacak ve herşey güzel olacak!

O bebek senin ömrü hayatın olacak!

Sen de doğacaksın onunla birlikte yeniden. Çok klişe gelmesin. Çok bilindik, dile pelesenk görünmesin oradan. Ciddi ciddi yeniden doğmak gerekiyor, dünyana güzeller güzeli bebeğin hoşgelirken…

Yürüyüşlerin sekteye uğrayacak mesela:)

Birilerine bıraksan olur. Ama İçin elvermeyecek:) Mesela ben hiç kimselere bırakamadım bebeğimi:) Odadan odaya özlemek diye bir şeyin varlığını bildim ben, bal damlamı severken. Pis paşamın sesi ve sıcaklığı, uykusuzluğuma mal olurken, bunalmadım ben. Gülümsedim. Çünkü orada küçük bir adam vardı ve bu bir mucizeydi hem de her an!

Senden bir can var oluyor!

Sana benziyor. Senden besleniyor. Sana güveniyor. Egolarını bırakman gerekiyor yani:) Tırnaklarının manikürü önemsiz kalıyor o anda. Hatta artık uzun tırnaklara veda zamanı:) Çünkü ya bir yerini çizersen bebeğinin…? Mikrop da var sahi tırnakların içinde:))) O güne dek aklına gelmeyen her şey birden aklına gelmeye başlıyor:) Tırnaklarından vazgeçiyorsun. Dolayısıyla kuaföre gitmekten de:)

Saçlarının röflesi kaçıyor devler ülkesine:)))

Özellikle ilk aylar çok başka:) Her an sesi seni çağırıyor. Doymalı ve sevilmeli güzeller güzeli melek. Aranıyor Annesini. Korkuyor bu dünyadan. O kalp atışını duymak istiyor, 9 ay alıştığı… Sen nereye gidiyorsun saatlerce balyajlar attırmaya!? Bir de zaten sürekli bir şey yapmaktan dolayı, saçların artık omuzlarında duramıyorlar da:) Hep tepede topuz:))) Bebecik saçları çekmesin, o saçlar ağzına kaçmasın:) Ya sahi saçta da mikrop olabilir di mi:))))

Kendinden bir başka sen çıkıyor o doğumla.

Zararlı alışkanlıklara veda ediyorsun. Artık daha sağlıklı olman bir görev çünkü. Bu dünyada yetiştirmen gereken bir güzel can var. Sorumluluk sahibisin artık. Hem de bi dünya! Mesela trafikte o makası atmıyorsun artık:) Geciksen de öylece duruyorsun yerinde:) Düz de olsa o yol ve çok kalabalık da olmasa hatta şehirler arası gidiyor olsan da gaza çok basmıyorsun. Gazı köklemek kavramı sana artık anlamsız geliyor:) Hatta yanından vıııııınnnnn diye geçip gidene bozulur hale geliyorsun:) Sanki sen değildin yıllar önce öyle geçip giden…

Kelimelerine dikkat ediyorsun.

Eskiden kopya çekme hikayelerini ya da alkolü biraz kaçırdığındaki seni anlatırken gayet güle oynaya, birden bire eskiye kalın kalın süngerler çekmeye başlıyorsun:) Neden???? Artık sen bir örneksin çünkü! Sen sadece öğütlerin kadar Anne ya da Baba değilsin. Evlattan, okuduğun kitaplar kadar doğruluk beklemen mümkünsüz. Önce örnek olacaksın. Önce sen yapacaksın. Sen evladının nasıl olmasını istiyorsun? Önce bunu bir düşünecek, buna karar vereceksin. Sonra da o hayalindeki evladın İçin, hayalinin aynısı sen olacaksın. Yani biçmek istediğin şeyi, önce sen güzelce bir ekeceksin. Hareketlerinle!!!

Tabağında lokma bırak da göreyim:)

Neden kilo aldırır bebek? Çünkü tabağında bir şey bırakma hakkın bitti:)) Tıka basa doymuş hissetsen de o tabak bitecek:))) Ben gerçi zaten tabağımda bir şey bırakmayı sevmedim hiç. Annem çünkü beni güzel yetiştirdi mekanı cennet olsun. Ama ne bileyim işte, buna bile yüne de hep dikkat ettim ve de etmeye de devam etmekteyim:))) Ne alâ bir cümle oldu:) Böyle komikçe kalsın, ellemiyorum:)))

İzlediklerin değişir:)))

Evde güzeller güzeli evladın varken, izlediğin içerikler aşırı dikkatli seçilmeli. Hatta mümkünse izleme:) Ben oğlum 2 yaşına gelene dek evde tv açmadım. Zaten artık ben de unuttum:)) İzlemiyorum:) Şaka bir yana tv izleme alışkanlığımız gerçekten de yok. Ama öylesine açılırdı eskiden tv. Gereksizce öylece çalışırdı yani. Şimdi öyle değil. Bir şeye boş boş bakmak yerine, kitaplar okuyoruz ya da sohbetler ediyoruz. Oyun oynuyor ya da dışarı çıkıyoruz. Bizim düsturumuz, “ Yaşarsan, izlemezsin. “

Yaşamak hey! Ne güzel şey!

Anneni daha iyi anlıyorsun Anne olduğunda. Ve Baba olduğunda da Baban sana daha anlamlı geliyor elbette. Ciddi olmanın, bazan zorunluluk olduğunu, ebeveyn olduğunda kavrıyorsun. İçinden gelen çılgınlıkları bastırmanın büyümek olduğunu, ancak evladını büyütürken bu kadar net anlıyorsun. Eğer evlat sahibiysen, öyle ya da böyle bir mantık timsali oluveriyorsun:))) Çünkü artık senin attığın her adım, çok sevdiğin bebeğini bizzat etkiliyor. Arabanın ön lastiği nereye giderse, arka tekerlek de oraya gidiyor lafını, damarlarına kadar anlıyorsun. Ve duruyorsun. Yönüne dikkat ederek yaşamak gibi bir dikkatin oluyor hayatta.

Çünkü çok seviyorsun.

Ben Anne olunca gerçekten yeniden doğdum. Çok ama çok değiştim. Ve bundan da hep mutluluk duydum. Kendimdeki değişikliklerin mimarı bebeğime, mucizeler prensi adını koydum her farkındalığımda. Benim tatlı kök hücrem, beni yeniden yapılandırdı sadece tatlı bakışlarındaki masumiyetle. Sevilmenin bu kadar güzel olduğuna şahitlik eden ne gecelerimiz oldu bebeğimle, ne sabahlarımız. Evrende herkes uyurken ya da eğlenirken ya da bilmiyorum işte başka şeyler yaparlarken, biz oğlumla çok güzel olduk hep. Sevmek ve Sevilmenin başka boyutlarında, aşk olduk.

Mutluluk, bu mucizenin her zerrende an be an yeşermesi. Tabi fark eder ve farkettirirsen…

Oyuncaklar almak öyle güzel ki. Güzeller güzeli yavruna dünyaları verem kahraman olmak. Sevdiği bir lezzeti, onun dudaklarına kondurmak. Bebeğin büyürken, kendi büyüme serüvenini izliyor olmak. Bunlar gerçekten anlatılması imkanlı şeyler değiller. Evet, her bebek, insanın evrimini anlatıyor. Sen evladını büyütürken, nasıl yollardan geçtiğini bir fiil izliyorsun. Ve o noktada, ne kadar büyük emeklerle büyütüldüğüne, hayranlığın uyanıyor içinde. Sana bu hayatı hediye eden kahramanına, daha da çok sarılıyorsun.

Annem, benim kahramanım oldun her zaman…

Bana göre her Anne ve Babanın, kahraman olmak gibi bir sorumluluğu var. Eğer dünyaya bir bebek davet ediyorsan, bahanen olamaz. Olmamalı! Çünkü sen büyüksün. O daha çok küçük… Sen çağırdın. O geldi. Şimdi tüm zerrelerini bebeğine tahsis edeceksin. Çünkü her bebeğin en az 1 kahramana ihtiyacı var. Hem de çok….

İşin başından aşkın olabilir.

Hem içerde hem de dışarda çok yoğun olabilirsin. Hayat sana gülümsemiyor olabilir ve sen mutlu bir ebeveyn olamadığın İçin mutluluk saçmakta zorlanıyor olabilirsin. Burası hayat işte. “Bu dünya” burası yani öteki taraf değil:) Bu dünyada her şey var. Elbette herkes başka bir hikayede. Ama şunu bil ki kahraman olmak İçin, yaşam hikayenin mükemmel olması gerekmiyor. Çünkü asıl kahramanlar, zaten imkansızların ortasında mucizeler yaratabilenlerdir. Gerisi tırı vırı:)))

Geç yaşta Anne ya da Baba olabilirsin.

Yani enerjin yetmiyor mu bu durumda bebeğine? O zaman lütfen davet etme o bebeği. Ya da o bebekle oyna! Hiç bir insan yavrusu, yalnız geçen çocukluğunun bedelini ödeteceği birini arayarak büyümemeli çünkü! Bir bebeğin varsa, yaşlı, henüz çok genç, yorgun, fakir olamazsın! Bir bebeğin varsa, ancak kahraman olabilirsin. Ya da hiç Anne de olma Baba da olma. Topluma sorunlu bireyler kazandırmakla, sen suç işlemiş oluyorsun çünkü! Yapma bunu!

Profesyonel destek alsana!

Eğer gerçekten ne yapman gerektiğini bilmediğini hissediyorsan, devlet hastanelerine kadar psikolojik destek alma hakkın var. Özelde ya da devlette ruhuna çareler ara. Doğru kitaplar edin. Çok faydalı yayınlar var. Boş geçmesin günün. Kendini besle doğrularla. Sen ne kadar doğru bir Anne ya da Baba olursan, evladın da o kadar güzel büyüyecek. Daha başarılı bir öğrenci olacak. Güzel arkadaşlar seçecek kendine. Sana terslenmeyecek büyüdükçe. İyi bir ilişkiniz olacak düşünsene. Ve sen korkmayacaksın! Ne büyümekten ne de büyütmekten…

Sorunları büyütmek yerine, evladını büyüt!

Eğer evladınla birlikte büyürsen, kendini de evladını da güzel günlere götürür zaman. Sorunlar biriktirmezsin. Güzel anılar biriktirirsin. Ama yerden bir taş alır atarsın evladınla denize, ama bir dart tahtasına ok atarsın. Ama pastanı 7 yıldızlı bir tesiste yersin, ama o pastayı evde yaparsın. Herkes bütçesine göre yaşar. Herkes aynı şartlara sahip değil. Keşke herkes aynı olabilse, her çocuk eşit şartlara, haklara sahip olabilse. Ama böyle değil.

O zaman sen mucizeler yaratacaksın!

Önemli olan onunla oyun oynaman, ona güzel şeyler yedirmen, ona sevgi ve güven vermen yani. Önemli olan, evladına emek vermen. Önemli olan, evladının yanında madden ve manen var olabilmen. Sen eğer kendini evladına verirsen, emin ol ona dünyaları vermiş olursun. Ve İnan dünyalar, bazan bedava… Yeter ki sen yüreğinle ver kendini güzel varlığına. O alacaktır, kabul edecektir seni ve sana ait tüm şartları.

Hiç bir zaman geç değil!

Sakın ola ki geç kaldın sayma kendini. Bugün aradan kaç yıl geçmiş olursa olsun, sadece bir içten sarılmana bakar her şey. İsterse evladın 40 Yaşında olsun. Bugün, yeniden doğalım mı böylece??? Hayatlarımızdan olumsuz ne varsa hepsini atalım mı? Bugün en kahraman olalım mı? En mucizevi Anne, en mucizevi Baba olalım mı? Bugün ona çok sarılalım mı?

Hadi!

Sevgi en güçlü duygu. Evlat dünyadaki en güzel şey. Bugün yıl kaç olursa olsun, her ebeveyn evladına sarılsın. Hem de dünyalar kadar sarılsın. Bugün bebeğine sevgiyle bak. Uykusuzluğuna rağmen. Aldığın kilolara rağmen. Bugün evladına kocaman sarıl, küs olsan bile? Hayat bu? Belki küstünüz? İnsanlar büyüklerden bir sürü şeyler oluyor. Olmasa tabi…

Bugün doğmak vakti!

Hayatının şiirini yaz bugün!

İyi ki doğdun canım oğlum. İyi ki varsın hayatımda. 8. Yaşın kutlu olsun. Dilerim birlikte nice nice doğumgünlerin olsun ömründe sağlıkla, mutlulukla, huzurla, başarılarla taçlanmış. Dilerim torunlarım olsun bol bol ve hepsini birlikte büyütelim güzeller güzeli gelinim, sen ve ben ve daha bir sürü sevdiklerimizle birlikte. Yüreğinden geçen tüm güzellikler gerçek olsun bal damlam. Seni çok seviyorum. Tarifsiz. Ama sen yolu her zaman biliyorsun:)

Ve kendi şiirini, armağan et O’na…

İyi ki doğduk be!!!!!:)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s