İnsanın sevdiği işi yapması öyle önemli ki… Bilmiyorum bu konuda senin bam teline mi dokunuyorum gerçi şu an? Belki de öyle bir anına rastlıyor ki bu harfler, sende bir eyleme sebebiyet verme ihtimali yükseliyor falan..! Okuduğu okul başka, meslek başka tanıdıkların eminim çok:) Ve belki de okuyamamış tanıdıkların da çok olabilir? Üniversitede bir tartışmayı hatırlıyorum. Sınıf dolusu hayat bilmez bizler, dünyanın en ukalaları olarak, atıyor ve tutuyorduk hayat hakkında. Bizim hoca dedi ki ” Eğitim, her problemi çözer.” Düşündüm… Eğitim elbette her problemi çözer. Eğitim zaten bireyin kendine güveni demektir. Her zaman derim, ” Bilmek, özgürlüktür.” Lakin, kafam da bir taraftan karışıktı hani…
Ben üniversitenin ilk yılında yurtta kaldım. Devlet yurdunu tercih etti Annem:) Orada torpil işlemez diye düşünüyordu:) Saat 21.00 de herkes yurda giriş yapmak zorundaydı, ayrıca da yurt şehirden uzaktaydı:) Bütün kötülüklerden izoleydi yani(!) Aslında o zamanlar Annemi anlamak, bugünkü kadar kolay değildi tabi.. Henüz 8 yaşındaki oğlum için şimdiden düşünüyorum üniversiteyi falan! Hem de bu dönemde(!) Herkesin dönemi kendineymiş:) Bunu da anlıyor insan, faturalar üstünde adın çokça yazmaya başlayınca…
Yurt odamız muhteşem bir odaydı. Çok şanslıymışım. Herkes böyle diyordu okulda. Çünkü odalarda normalde 8 kişi olurmuş ama bizim oda 4 kişiydi mesela:) Bir de tüm ülkeden gelenler olunca, bölgesel farklılıklar da çok yaşanırmış. Bana çok tuhaf gelmişti bu farklılıkların sorunsallığından muhabbetler ediliyor olması. Hala da aynı kafadayımdır. Çeşitlilik demek, zenginlik demektir çünkü. Sadece üşlke coğrafyası da değil, koca bir dünya kadar coğrafyayı içinde hissetmeli insan. Çünkü bir meteor dünyaya çarpsa, o meteor coğrafyanın neresine denk geleceğine bakmaz! Yani herkes birbirinin kıymetini bilecek. Her insanın bir zenginlik olduğunu yüreğinde duyacak. Bu duygularla yurt odamızda dört arkadaştık. Sonradan anladım, asıl şans, aynı fikirde olabilmekmiş….
Yurtta çok çeşitli canlarla tanıştık. Her kesimden, her ekonomik düzeyden yürek, orada eğitim için vardı. Birileri Edirne kadar küçük bir şehirdeki en harika yemekleri yerken, birileri sadece ekmek arası yumurtayı, sadece tek öğün yiyorlardı… Gördüm ben… İzledim… Anladım… Dünya sadece benim tanıdığım insanlardan ibaret bir refah seviyesinde değildi “Gerçekten”… İnsan haberlerde, filmlerde falan izliyor ama sana bakmıyor onlar… Ve unutuluyorlar sırf bu yüzden de. Ben Edirne’de Selimiye Öğrenci Yurdunda gördüğüm o güzel öğrencileri, hiç unutmadım….
Benim için bir taraftan da eğitim olmuştu yurtta kalmak. Hayat eğitimi… Gerçi bildiğim kadarıyla şımarık olmadım hiç lakin anladıklarımı o tarihe kadar anlamamıştım da. Hayata bakış açım, genişlemişti yurtta. Ve paranın değersiz bir şey olmadığını, anlamıştım… Tam da ben bu manzaralar karşısında burulurken, sınıfta bizim hoca, eğitimin her problemi çözdüğü anlatılınca, içimde bir sızı hissettim. “Eğitim her problemi çözer elbet ama o eğitimi alabilmek için ne gerekli peki?” dedim. Hooop paaaaa:) Sınıfta başladı bir karmaşa. Hocaların genelinde bir psikoloji vardır. Bir aykırı ses geldi mi hemen gardını alırlar. Hemen kendisine yapılmış bir saldırı varmışçasına, başlarlar anti tezleri fırlatmaya. Tenzi ettiğim çok değerli hocalarım var. Lütfen onlar alınmasınlar. Ama bu genelde böyledir:) Neyse işte sınıfta başladık o gün tartışmaya. Herkes özgürleşti bir anda. Hocanın sesiyle uyuyakalan öğrenciler de uyandılar ve derse katıldılar böylelikle. Aslında çok seslilik de güzel bir müzik oluşturuyor. Tabi dinlemek mümkün olabilir ise en yürekten…
Sonuçta herkes kendi fikrinde kaldı o gün… Hep olduğu gibi.. Bilmiyorum sen ne düşünüyorsun bunun için? Eğitim çok değerli bir şey. Eğitim, dediğim gibi, özgürleşmektir. Beynini kullanabilenler, kaslarını öcüleştirmezler… Çünkü eğitim, ilkel benliğin ötelenmesi için son derece yaşamsaldır. Medeniyet demek, orman kanunundan kurtulmak demektir. Evet! Hepsine evet ama düşünsene… Zaten eğitimsiz, üstelik de çok zor şartlarda yaşayan bir birey, nasıl sağlıklı ve mantıklı düşünebilir? Bu gerçekten bir mucizedir. Mucizeyi gerçekleştirenler de vardır. Lakin çok azlar… Bundan dolayı da eğitim denen şey, tüm dünya coğrafyasında, o toprağı yönetenler tarafından, ücretsiz ve tam desteklenmelidir… Ben tabi böyle düşünüyorum. İşte o zaman eğitim gerçekten eğitim olur. Yoksa eğitime gönderilen öğrenci, hani klasik vardır ya “Montunu satıp da onu okutan Annesini, Babasını ya da okula gidemeyen abi ya da ablasını düşünmekten, bana göre çok da sağlıklı eğitilemez….
Konu nerelerden nerelere vardı bugün:) İnsanın sevdiği işi yapması deyip, tam da gülümserken, içimden bugün de bunlar taştı… Yaşam denen şey, içinde her duyguyla güzeldir. Hüzünlü şeylerden kaçmak değil, onlara çare olmaktır mutluluk. Bu duygularımızı unutmazsak da gerçekten medeni olabiliriz. Ayrışmadan kalırsak, değerli yaşamaya devam edebiliriz. Kadın ve Erkek de ayrışmasınlar ki şu cocukcağızlar bir huzur bulabilsinler(!) İnsan Olmak! İnsanın, içindeki İNSANı bulabilmesi asıl ve asil mesele:)
Harika bir Salı olsun mu bugün?
Haydi o zaman kahvelerimizi yudumlamaya devam edelim canlar… Hayat, içindeki İNSAN kadarken, koca bir hayat olman dileğiyle…
Sevgiler…