Dengi, Dengine, Denge:)

İçime yaz damladı bu sabah. Balkona serdim varlığımı. Sanki hüzünlerinin nemi kuruyor güneşte insanın? Hüzün… Hüzün de bir duygu. O kadar korkulası değil. Yaşam yolunda ilerlerken her duyguyu hissetmek, insan olmak demek. Hüzün hissetmezsen mesela, hiç tanımadığın bir insan için, duyarsız olabilirsin bir başkası gözünde. Hani o insan el açıyor belki sokakta… Ya da ıssız kalmış bir bankta… Öylece ağlıyor bir çocuk, haberleri anlatan birinin fonunda… Yüreğinde hüzün hissetmen, seni taştan ayıran gerçeğin olur günün sonunda… Bir diğerinin derdini hissedersen eğer, derman olmak elinden gelebilir. Ve bu da dünyayı güzelleştirir en fazla…

Yangın!!!

Ağaçları sevmelisin ve yandıklarında, yüreğinde hüzün olmalı örneğin… Hayvanları düşünmelisin o kurum çölünde… Yani bir taraftan orman yangını haberi tartışılırken, çayını yudumlamamalısın öyle rahatça. Ya da sadece rant mevzuları odağında olmamalı. Senin küpün dolmadı diye hayıflanan birime benzetmemelisin kendini…

Hüzün, işe yarayanından olunca güneşte kurur…

Hüzün, iyi şeyler yapmayı tetikler aslında. Yüreğini hissetmeni sağlar. Ve yüreğini hisserek alırsan dünyalık nefeslerini, sen kahraman olursun biliyor musun? Çünkü eğer yüreğinde hissedebilirsen kendi dışındaki her şeyi, şifa olabilirsin tüm evrene. Ruhun dokunur her varlığa. Bu da seni gayet de kahraman yapar. Ve bil ki iyilik, sana çoğalarak dönen muhteşem bir enerjidir…

Korkunca, öcü olur duygular…

Hüzünden korkarsan ya da işine gelmeyen her hangi bir duygudan, bil ki gelir senin böğrüne çöreklenir o duygu! Şaka değildir de o her ne olursa… “Keçinin istemediği ot, burnunda biter.” “Kırk defa söyleyince olur.” değil mi? Daha bir sürü de söz vardır konuyla ilgili.

Eee Arzu nedir bu hüzün şimdi?

Bugün balkonda güneşle dansımda hissettiklerim bunlardı. Kendimi sadece bir kum tanesi gibi bıraktım bugün güneşe. Öylece… Ve güneşin hayat veren sıcaklığının, hüzün rutubetini aldığını hissedip gülümsedim:) Sana da bunları anlatmak istedim. Hani devir malum. Bu devrin bizleri, güneşlenmeye çok ihtiyatlıyız. Bir çok ruh hali ile geliyor geçiyor gün. Ve güzel bir güne bayrak verebilmek için de iyi şeyler hissetmemiz kar kalıyor yarınımıza. Bayrak yarışı değil mi ömür… Bayrak hep var…

Tetiklemek istiyorum ben İyi şeyleri!

Annemle konuşurduk… Birden parlayan bir yapısı vardı Annemin. Bu haliyle gurur duymasını sağlayan bir ahbabımız oldu. Ahbap kişimiz de konunun akademisyeniydi yani. Birden parlamak konusunu bir yemekte masaya yatırmış konuştuğumuz bir anda, demişti “Kabullenmemek, güçlü olma halidir. İçinde bulunduğun durumu yönetme isteğidir, hızlı verilen tepkiler. Bu ani parlama da olabilir. Zor bir ruh hali ama güçlü kimliklerin elinde olmadan yaşadığı haldir.” Annem de çok güçlü bir karakterdi. Ve bunun onayını almak da elbette ruhunu daha bir hoşnut etmişti o gece Annemin…

Amaaaaa ya ruhun yorgunluğu?

Güçlü olmak, her işin üstesinden gelmek muhteşemdir. Ruhun yorulması da eş zamanlı olarak, yıpratıcıdır. Kısacası annem çok yıpratmıştı ruhunu.. Ve zaten artık cennette… Demek ki denge en doğru hal imiş her memlekette… Doğduğun ya da doyduğun coğrafya meselesi değil içinde hissettiklerin. Senin bir ruhun var. Öğrendiklerin gibi oluyorsun ama aslında bildiklerin belki de sana ait değil..? Bu da demek olur ki belki de tepkilerin ruhuna yakışanı değil… Yani hissettiklerin seni yoruyorsa, sahil çıkma o duygulara! Taşıma! Zorlama! Zorlanma! Ve dengeyi unutma….

Kendini dinle ve kendini bul…

Kim olduğunu bildiğin kadar orijinalsin bu ömürde. Kim olduğunu da kendi iç sesinden bulabilirsin ancak. Dışarıda duyduğun her şey sadece yanılsama. Bu şekilde bakınca hayata her duygu insan için faydalı. Hiç bir duygu öcü değil. Dengede hissettiğin sürece hepsi senin ömür yelkenlin için rüzgar. Seni bir yerden bir yere taşıyacak enerjiler.

Ruhunda bu duyguları bulursan, korkma.

Sadece bak, acaba biri diğerinden daha uzun boylu mu kalıyor? Ha böyle bir durum varsa hemen müdahale et. “O kadar uzun boylu değil kardeşiiim!” de şöyle bir:) Hepsi eşitlensin içinde. İç huzurun gelsin şöyle bir keyfinle birlikte. Kendi dengeni ancak sen bulabilirsin. Birinden bekleme bu yüzden ne ilham ne de çare. Hepsi senin içinde.

Bugün sen de güneşe bırak kendini…

Ya da ay ışığına? Doğaya bırak tüm yorulmuşluklarını. Üzülmüşlüklerin kurusun. Ruhuna güzellikler doluşsun, izin ver. Bahar çiçeklerini hisset her zerrende. Giden gitti… Sen hala varsın ve geride kalan sevdiklerin… Belki yepyeni seveceklerin… Güzel bir dünya burası. Pandemi de lazımdı demek ki. Yoksa olmazdı…

Bil ki olan da olmayan da bilmediğin bir şeylerle bağlantılı.

Bırak kökleri de bağları da aramayı. Sadece bil, boşa değil hiç bir oluş ya da tıkanan yol da. Sana sunulan senaryoyu, sen en güzel halinle oynamaya bak. Hüzün de var sevinç de. Aşk da var meşk de var sessizlik de bitiş de. Var tarafı güzeldir dünyanın. Varlık, güzel şeydir. Sen kendi varlığına, denge sağla yeter. Gerisi masal…. Hem de en istediğinden!

Harika bir çarşamba olsun mu bugün? Oldu bile di miiii:)

Harflerim bu oruç vaktin bana nasıl güzel geldiler, anlatamam:) Kahvem de tamam olduuuu her bir lezzetim de. Ne alâ….

Sevgilerimle…

🙂

Reklam

Dengi, Dengine, Denge:)’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s