Seni Anlayışa Davet Ediyorum…

Akşam oluyor yine. Gün nereye dönüyor senin dünyanda? Günün renkleriyle eş zamanlı mı renklerin? Yorgun musun? Kalemlerin var mı? Tepelerini ısırıyor musun eskisi gibi..? Ne de lezzetliydi o ahşap kalemlerin tepeleri…. Silgiler çilek kokardı bir zamanlar.. Gerçek çilek kokusu henüz kaybolmamışken…. Üstünde Arı Maya…

Kahve hazırlayacağım az sonra kendime. Seversen sen bir kahve kap gel! Harflerine kahve kokusu kat. Ben kendi yazdıklarımı kesinlikle mis kokan kahvem eşitliğinde okuyacağım. Okurken de senin bakışlarını hayal edeceğim noktasında, virgülünde. Nasılsın? Anlaşılmayalı kaç saat geçti hiç hesapladın mı?

İnsanlar birbirini anlar mı acaba?

Anlamak denen mesai acaba verimli mi geçiyor? Sen kendine sor. Hayatındaki insanları ne kadarına kadar anlıyorsun? % kaç???? Anlamak istediğin kadarı ne kadar? Kaça gidiyor o anlayışlar:))))?! Anlamanın işine geldiği oran, yüzde kaç peki?! Evet! Anlamak için anladığın kişinin, anlayışın karşılığında senden beklentileri oluşacak. Buna hazır mısın? Mesela hüzünlü. Neden hüzünlü? Anladın. Çünkü sen ona hediye almıyorsun:) Hak da vermen gerekiyor elbette:) Anlamak bu:)! O zaman top sende! Anladığına göre o hediyeyi almak zorundasın:) Peki hediye almak istiyor musun????? Ya da hediye alabiliyor musun?!

Evlenmek istiyor musun? Ya boşanmak? Ya o sevmediğin arkadaşıyla görüşmeye devam etmesine göz yumacak mısın? Komşunu anlarsan o sesi kısman gerekir. Çocuğuna hak veriyorsan o konsere bilet alabilmen için cebinde para olmalı. Anlamak! Her zaman BEDAVA MI?!

Anlaşmak! Anlaşılmamak! Bunlar aslında hep yanındaki etkenlerle mümkün ya da mümkünsüz…

Biri seni anlamıyorsa, bu yüzden çok da zorlama. Bu yıpratıcı sürece asla girme tabi korku tüneli sevenlerdensen o ayrı:))) Biri seni suçluyorsa da yine çok yıpranma. Çünkü aslında anlatıyor ve anlamak sana bağlı. Ya da sen onu anlıyorsun o hala anlatamadığından şikayetçi ise emin ol bu iş bitsin diye uğraşıyor. Senin sehpaya tekme fırlatıyor huuuuu! Uyan!:) Adam asmaca oynuyor yani:)

İşte burada ne diyor yine bu bizim eskiler? “Gözünün üstünde kaş var!”

E zaten var:) Evet var! Göz göze muhabbetlerden geliniyor kaş ile göze:) Kaş yaparken göz çıkıyor, sonra bir de bakmışsın topluca herkesin kaşı gözü oynuyor 🙂 Düğün dernek oynayanların yerinde yeller eserken, kaşlar, gözler, tikler, sinirler ooooh 9/8’lik çalıyor duraksızda:) Ah işte göze geliyor demek, her güzel şey. Ne demişler “ Her güzel şeyin bir sonu vardır.”:)

Tekrar soruyorum. Nasılsın? Anlaşılmayalı kaç saat geçti ömrümden? Birini gerçekten anlayacak kadar güçlü olabildin mi? Kaybetmeyi göze alacak kadar? Kazanmaya gücün yetecek kadar? Ne kadarın, ne kadarına yetiyor hiç ölçmüştün mü? Böyle mi boyunun ölçüsünü aldılar…?Anlamak çok mühim mesele yani. “Seni anlıyorum.” Eeeee? Anladın ne oldu? Anlattın da sonuç ne?

İşte sonuçsuzlukların kökeninde hep maliyetler var:)

Maliyet hesabını iyi yapanlar, bu dünyalık işlerde son derece sağlam yaşıyorlar. Onların gerçekten baş ağrısı sorunları pek olmuyor. Amaaaa anlayışlı olanlar, ruhen gayet sahibinden kullanılmış oluyorlar:) Hem de hor kullanılmış:)

Karar zamanı!

Ruhunu hor kullanmak mı? Anlayışsızlıkla mutlu olmak mı?

“Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!” Bu eskiler var ya çok büyükler çok:) Ama mizaç meselesi. Karakterin kalitesi burda çok ortaya çıkıyor işte. Mesela ben illa anlamak ve anlatmak isterim. Yani hor kullanırım ruhumu:) Ruh bu. Bir gün başka alemlere uçacak. Ne vakit, orası da belli değil. Bulmuşum bedenimi, anlamasam kaç para eder ki ciğerim?!

Anlamak ve anlatmak, ruhumu güzelleştiriyor benim. Mutluluk benim için, anlam demek çünkü. Anlam. En değerli yaşamsal ihtiyaç. Muhtacız anlama hepimiz. Ne kadar his var ise o kadar insanız. O denli varız. Anlayışsız varlıklar sadece varlıklar:) Yani varlar içinde duruyorlar. Ama anlamlı olanlar, özel duruyorlar alemde. Özel, ayrıcalıklı, başka…

“Sıfatsız!” denir hani:)

“Senin sıfatın ne?!” replikleri vardır kavgalarda:) O eski Yeşilçam filmlerinde denk gelinebilir… Artık günlük diyaloglarda pek sorulmuyorlar… Sıfat sorgulamaya, sıfat bakiyesi yeterli mi bakalım??? Kendini bilen var bilmeyen var o da ayrı…!

Velhasıl kelaaaammmm, anlamak güzeldir. Anlaşılmak güzeldir. Birlikte yaşamak için anlaşmak gerektir. Hem de aşırı tarafından! O zamaaaannn maliyetlere bakmak, cimri olmamak ama saçıp da savurmamak, dengeyi bulmak, anlamak, anlarken anlatmak… Bunlara çoook dikkat ederek konuşmak. Laf olsun torba dolsun diye değil, hakiki kelimeler söylemek ve söylenen her kelimeye sahip çıkmak. İNSANCA yaşamak. Güzel şey.

Akşamın bu harika anlarında sana anlayış diliyorum… Anladığın ve anlaşıldığın bir dünya kurmanı… Oradan bana yansımanı….

Anlaşılmadığın yerde ya olma ya da anlaşılmadığının üstünde durma. Anlayamıyorsan da anlama. Bazan şifreleri kaldırmazlar. Bu senin suçun da olmayabilir?Eğer olduğun yerden başka yere gidemiyorsan, koşma… Kendine bir zırh yapmaya başla, hemen. İnançtan bir atmosfere sar kendini. Öyle bir sar ki hem gör istediklerini, hem gizlen tüm öcülerden… Zaman seni kucaklar, kaçırır tüm haketmeyenlerden…

Gülümse… Çünkü gülümsemek en güzel anlaşmadır kendi kendinle…

Sevgilerimle…

Reklam

Seni Anlayışa Davet Ediyorum…’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s