Avuçlarında Hisset Günü…

Merhaba Salı. Güneşin, göğünün bulutuna sarmalanmış bugün. İştahım açılıyor hamaklı, ağaçlı bahçelere. Bir göl kenarındaki.. Ne vakit kaçasım gelse bir yere, ruhumda hep aynı manzara. Bir göl kıyısı ve hamakta ben:)) Öylesine bir vakti günün. Belki bir sandal duruyor gölün kıyısındaki kumula hafif batık… Kuşlar rahatsız etmeden sesleniyorlar birbirlerine. Hayat güzelce akıyor. Nasıl bir andayım ama nasıl ki tamamımla birlikte:) Böyle anda kalınır tabiii kiii:) Ay çok istedim şu an! Göl Evi filmi de güzeldi bu arada:) İzlemeyen, izlesin ama var mıdır ki hala izlemeyen?

Gitsen, gidersin tabi..

Şu pandemi bitince zaten, o oyuncak arabalar vardır hani:) Tekerleğini yere sürttürüp sürttürüp de bırakırsın. Vıııınnnnn diye uçar bir de gider duvara toslar:) Ruhumda öyle bir oyuncak araba sürtülmüşlüğü ile gülüyorum şu an:))) Pandemi bitti dediler mi bir bırakacağım kendimi! Duvara toslamadan tabiii(!) İlk önce göl… Hamakta hissetmek önce doğayı. Sonra doğru havaalanına:) Gitmediğim ülkelere uçmak havalarda! Geçen gün onu konuştuk birileriyle. Hiç istemediğim yerler vardı benim dünyada. Gitmesi gereksiz coğrafyalar. Daha doğrusu gitmesi belki biraz riskli olan yerler. Ama öyle çok gidemedikten sonra, içimdeki o oyuncak araba artık dört dönmek istiyor hayatı. Neresinde her ne varsa gelmeli dünyama! Dünya varmış demek için…

Ceviz yedim şu an:) Kim bilir kimin topladığı o ceviz tanesi, bana geldi:)

Özellikle tarihi eserleri gezerken, çok etkilenirim ben. Duvarlarını, avuç içlerimle dinlerim, gözlerimi kapatıp… Bunu denemelisin! Öyle başka bir şey ki. Aradan uuuuvuuuu zamanlar geçmiş. O duvarlar, belki harabeler içinde, yeni insanlar vızır vızır geziniyorlar! Avuçlarımın içinde hissetmeye çabalarım, o duvarı yapan terlemiş ustayı, o yapı içindeki yaşamları… Kahkahaları ya da hüzünleri… Heyecanları, umutları… Eski güneşi hissetmek isterim o an. Nasıldı acaba daha katıksız oksijenli hava? Çok anlamlanır tüm o yerler bende. Hayranlıklar, inanamamaklar başka bir yerimde durur, o insanları hissetmek başka bir yerimde. Ve düşünürüm elbette, dünyanın nasıl da gelinip geçilen bir yer olduğunu. Su içerim sonra, hazmetmek için bu doldur boşalt sistemi:) Şimdi elimde bir ceviz:))) Yakın tarihlisinden bir güzel köylüyü hissetmek nasibim:) Oh ya bu da güzel:)

Gün akmaya devam ederken, dolduruyorum harflerime anımı!

Yaz sen de bugün. Anlarındaki kıvamını sakla yarınlarına. O kadar önemli ki. Nasıl biri olduğunu unutmaman için kendine kendinden bahset arada. Çünkü insan değişiyor illa. Mesela ben artık dünyadaki her yeri görmek istiyorum:) Elemelerim azaldı belki ya da daha bir çoğaldı? Arada kendini daha iyi anlamak için, kendini kendine yaz:) Gün akarken, bir kaç satırı esirgeme. İçimden geldi öyle:)

Şimdi ben hemen gidip bir kahve yapacağım şöööyle bol köpüklüsünden, sapsade!

Sonra gün akacak, ben de içindeki yönümle var olacağım. Seanslar, yazılar, biraz yürümek… Bugün Göl Evi’ni izleyeceğim, göle gitmiş olabilmek için:) Bugün yeni bir şarkı keşfedeceğim. Bugün pasta yiyeceğim:))) Sen de gününe güzellikler kat olur mu? Sana ne İyi geliyorsa..? Susmaksa..? Konuşmaksa..? Kendini ve evreni daha çok anlamaksa..? Bu her ne ise..? İyi ol yeter ki… Öfke ve benzeri duyguların varsa, düşün tarihleri… O duvarlarda artık başka sesler var… Bir ceviz tanesinde, bir masum köylünün emeği… Sana gelen her nefes, sende bir dokunuş… Ve bir anlamı, var. Sen sadece sakince anla yaşamayı. Dün, dünde kaldı. Anda güzel şeyler bulmacası çöz. Sana en çok bu faydalı…

Bunaldığında, hiç olmadığını düşün…

Hiç bunaltmamak bile var bu dünyada:) Yani değmiyor can. Bir kaç anlık dünyada yaşıyoruz. Kalbine ferahlıklar sun. Güneşe bulutların ardında da olsa gülümse. Özen yaşamaya ama hiddetsiz. Bırak kendini… Olduğun zaten değerli. Üstüne eklediklerin süs hep. Ne olur süslü olsan, olmasan. Senin ruhundan daha değerli ne var dünyada? Sonsuz olan, gerçekten vardır. Ve sonsuz tarafını hissedersen, vaktin olur yaşamaya…

Bugün hisset…

Çok çalışıyorken, üzülüyorken, hastayken, yorgunken, korkuyorken, ağlıyorken, yalnızken, kalbin kırıkken… Belki bu hallerin en beterindesin? Bil ki tek şifa kendine, kendinsin. Çek ruhundan panjurları yukarı! At üstünden şu ölü toprağını! Bugün hisset. Varsın! Hatta İyi ki varsın! Daha ne? Hepsi gelir de geçer de! Takılma, gereksiz bir oltaya. Özgürce ak zamanda… Huzurda… Anda… Şanslı olanlar zaten oh alâ! Kıymet bilmek ve şansı farketmek gerek bir tek. Yine çoook derinden hissederek… Çünkü kıymetini bilmediklerin, gider ellerinden sana gülümseyerek…

Muhteşem bir Salı olsun mu?

Biliyorum:) Oldu:) Hadi şimdi birlikte okuyalım harflerimizi:) Ve güzel dünyayı hissedelim yürek yüreğe. Her ne haldeysek, gülümseyelim illa. Değiştirelim tersimizi düzümüzle… Ters yapmayalım ne hayata ne de kendimize:)

Sevgilerimle…

🙂

Reklam

Avuçlarında Hisset Günü…’ için 4 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s